İşverenlerin çeşitli nedenlerden dolayı işçi ücretlerini bazen süresinde ödemedikleri görülmektedir. Ücretle ilgili olarak 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 34. maddesinde, işçi ücretlerinin en geç 20 gün içinde ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır.
Ücretini aylık olarak alan işçilerin, çalıştıkları ayı izleyen ayın 20'sine kadar ödenmemesi halinde işçinin iş görme borcunu yerine getirmeyebileceği ve gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu durumda olan işçilerin izleyebileceği iki yol bulunmaktadır. Birincisi, işi bırakmadan her gün mesai zamanlarında işyerine gelmek, ama çalışmamak ve ücrete hak kazanmak. İkincisi de 4857 sayılı
İş Kanunu'nun 24/II-e fıkrası gereğince haklı nedenle işten ayrılarak işverenden kıdem tazminatı ile diğer işçilik haklarını (ücret, ikramiye, kullanılmayan yıllık ücretli izinlerin parası vs.) istemektir.
Diğer bir deyişle hizmet akdinin, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinin (I), (II) ve (III) numaralı bentlerine göre işçi tarafından feshedilmesi halinde, 4447 Sayılı Kanun'da yer alan işsizlik sigortası yardımlarından yararlanabilecektir.
Ancak, hizmet akitlerinin sona ermesinden önceki son üç yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş ve işten ayrılmadan önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmaları kaydıyla işsizlik ödeneği almaya hak kazanılacaktır.
Kaynak: Dr. Resul KURT