Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B arazilerinde hak sahiplerinin, 6 ay beklemeden hemen bu hafta itibarıyla başvurmalarını arzuladıklarını belirterek, ''Çünkü biz bir an önce bu süreci başlatmak istiyoruz'' dedi.
Bakan Şimşek, Maliye Bakanlığı'nda 2B yasası kapsamında en çok taşınmazların bulunduğu 12 ilin defterdarlarının da katılacağı 2B konulu bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Şimşek, toplantıda yaptığı konuşmada, zamanında başvurmazlarsa 2B alanlarındaki kullanıcıların doğrudan satın alma haklarının düşeceğini bildirdi.
Şimşek, ''Hak sahipleri bu kanunla getirilen büyük bir fırsatı kaçırmış olacaklar. Hatta bazı yaptırımlarla karşı karşıya kalacaklar. Çünkü artık burası Maliye Bakanlığı'na devredilmiş standart bir Hazine mülküne dönüşmüştür'' dedi.
Bakan Şimşek, 2B alanlarının satışından elde edilecek gelirlerin, Türkiye'de afet riskinin azaltılması, orman köylülerinin desteklenmesi, orman alanlarının güçlendirilmesi ya da yeni orman alanlarının yapılmasında kullanılacağını söyledi.
''Amaç bütçeye gelir değil, ülkemizin sorunlarını çözmek''
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2B alanlarının satışında amacın bütçeye gelir değil, ülkenin sorunlarını çözmek olduğunu belirterek, ''Tamamen bütçeye gelir eksenli olarak bakmıyoruz. Burada 75 milyonun hakkı var, hukuku var. Bunu korumamız, kollamamız gerekiyor'' dedi.
Bakan Şimşek, 2B alanlarıyla ilgili düzenlediği bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Örneğin bazı rayiç bedeller 2010 yılında belirlendi. O günden bu yana, bu mülklerin fiyatlarında artış oldu. Bu konu da rahat mısınız'' sorusuna Bakan Şimşek, rayiç bedellerin büyük oranda saptandığını ve bundan sonra yeniden bir değerleme gibi bir süreci yaşamak istemediklerini söyledi. Şimşek, o gün ne belirlendiyse, onun baz alınacağını bildirdi.
Şimşek, 2B alanlarının satışından amacın bütçeye gelir elde etmek değil, ülkenin sorunlarını çözmek olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
''Tamamen bütçeye gelir eksenli olarak bakmıyoruz. Burada 75 milyonun hakkı var, hukuku var. Bunu korumamız, kollamamız gerekiyor. Açık ve nettir. Kanunla çerçeve çok iyi bir şekilde saptanmıştır. Bir rayiç bedel var o rayiç bedelin yüzde 70'i üzerinden satılır, peşin ödenirse indirimler sağlanır. Yoksa taksitlendirme yapılabilir.
Amacımız ülkemizin sorunlarını çözmek. 30 yıldan fazladır bir mülkiyet sorunu söz konusu, bir çarpık kentleşme söz konusu. Bir yandan vatandaşla olanla mülkiyet sorununu çözelim, bir yandan kentlerimizi güzelleştirelim, bir yandan da kamunun karşı karşıya kaldığı bir sürü davayı çözmüş olalım.
Söz konusu alanlar, 1981 öncesinde tespit edilen alanlardır. Ondan sonra işgal edilen bir orman alanı varsa bir metrekare dahi olsa ilgili bakanlığımızın, idaremizin hiçbir şekilde buna tolerans göstermemesi gerekiyor.
Hala orman vasfını devam ettirip de yani 1981 öncesinde 2B olarak nitelendirilip hala orman niteliğinde olan alanları da vermediğimizi açıkladık. Burada ormanlar korunuyor. Hiçbir şekilde şu an itibariyle yeni Anayasa çalışmaları çerçevesinde, bu yönde bir düzenleme öngörülmüyor. Bu konuda, en ufak bir işgale, hiçbir şekilde kamunun tolerans göstermemesi temel prensiptir.''
Bakan Şimşek, hak sahiplerinin sayısına ilişkin bir soru üzerine, parsel sayısının 500 bin olduğunu, hak sahibi sayısının parsel sayısından fazla olabileceğini belirterek, ''Çünkü mirasçılar konusu var. Dolayısıyla o konuda doğrusu bir rakam söyleyemiyorum. Parsel sayısından fazla olması ihtimali yüksektir'' dedi.
''Kanun geçtiğinde, daha detaylı bir resim ortaya çıkacak''
Türkiye'nin birçok ilinde, çarpık kentleşmenin söz konusu olduğunu kaydeden Şimşek, deprem riskinin yüksek olduğu, sel gibi diğer felaketlere açık alanların bulunduğunu söyledi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın bu yönde bir yasal düzenlemesinin söz konusu olduğunu ve önümüzdeki döneme ilişkin çok önemli bir çalışma yapacaklarını belirten Şimşek, ''Bütün bu çalışmalar kaynak gerektiriyor. Ama buradan 2B arazilerinin satışından elde edilecek gelirin büyük bir kısmı bu çerçevede kullanılacak. Yine milletimize dönecek'' dedi.
Bakan Şimşek, bu alanların ilgili bakanlık tarafından tespit edileceğini, buna ilişkin bir yasal çerçevenin, bir kanun tasarısının olduğunu belirterek, o kanun geçtiğinde daha detaylı bir resmin ortaya çıkmış olacağını söyledi.
Rayiç bedel tartışmalarına ilişkin olarak da Şimşek, şu yanıtı verdi:
''Tabii ki olacak. Neden olacak? Şimdi takdir edersiniz ki vatandaşımız 30-40 yıldır bir şekilde buraları kullanıyor. Şimdi biz bir sorun çözmeye çalışıyoruz. Aslında karşımızda önemli bir fırsat da var. Vatandaş açısından da ülke açısından da kullanıcı açısından da. Bunun çerçevesi kanunla belirlendi. Diyelim ki mücavir alan dışında daha uzun taksitlendirme yapıldı, mücavir alan içinde daha kısa taksitlendirme yapıldı. Peşin ödeyene kolaylıklar sağlandı. Burada, taksitle ödeyeceklere bir faiz söz konusu değil. Gelip, ipotek koymayı kabul edenler tapuyu hemen alabilecekler. Tapuyu alan adam tabii ki bunun karşılığında kredi de alabilecek veya bu hakkını başkasına devredebilecek bu süreçte.
Biz 10 yılların sorunlarını çözüyoruz. Bu sorunları çözerken, vatandaş mümkün olduğunca en az ödemeye çalışır. Biz ise kanunlar çerçevesinde bu uygulamayı götürmek zorundayız. Milletimiz, TBMM ortaya bir irade koymuştur. Bu satışların ne şekilde yapılacağını, hangi bedellerle yapılacağını, temel çerçeveyi belirlemiştir. Biz de komisyonlar kurarak, hakkaniyet üzerine, adalet üzerine mevcut durumu dikkate alarak, kullanım durumunu dikkate alarak, bir rayiç bedel belirledik.''
Kamu bankalarıyla protokol
Bakan Şimşek, Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Vakıflar Bankası ile protokol yaptıklarını ifade ederek, vatandaşların arzu etmeleri durumunda başvuru bedellerini doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı'na da ödeyebileceğini söyledi.
Şimşek, rayiç bedellere ilişkin bir başka soru üzerine de Meclis'in, milletin iradesinin bu yönde ortaya çıktığını, iki tarafı da görmek gerektiğini belirterek, ''Hazine mülkü demek, 75 milyonun hakkı demek. Bu hakkı özel şahıslara devrederken, hangi fiyata yapılacağına millet karar verir. Milletin temsilcileri, millet vekilleridir. Kanun bu çerçevede düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu aşamada bu türden siyasi nitelikli tartışmaları ben anlamlı görmüyorum. Çünkü bu tartışmalar çok yapıldı'' diye konuştu.
Orman alanlarının korunduğunu ve hiçbir şekilde 1981 sonrası işgal edilen orman alanlarının bu sürece dahil edilmesinin söz konusu olmadığının altını çizen Şimşek, ''Kanun buna imkan vermiyor. Zaten bu anayasa ile düzenlenen bir husustur'' dedi.
Şimşek, bu alanların 2 katı kadar ormanı ya ıslah edeceklerini, ya da yeni orman alanı yapacaklarını belirterek, buradan gelecek gelirin tekrar millete döneceğini ve milletin sorunlarının çözülmesinde kullanılacağını kaydetti.
Bakan Şimşek, kadastro çalışmalarının bittiği tarihten itibaren 8 aylık süreler olacağını kaydederek, ''30 Ekim 2012'ye kadar başvuru dediğimiz alanlar, şu anda tamamen tespiti bitirilmiş, Hazine'ye devredilmiş alanlar. Çalışmaları devam eden alanlara ilişkin süreç, bu çalışmalar bittikten sonra 8 ay sonradır.'' diye konuştu.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname