Hürriyet Eğitim'in haberine göre ÖNDER heyeti geçtiğimiz hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. ÖNDER Başkanı Hüseyin Korkut, Başbakan'a 13 yıllık zorunlu eğitim sistemi içinde, 'örgün eğitim dayatmasını' ortadan kaldıracak bir düzenleme yapılması önerisinde bulunduklarını söyledi.
Başbakan'dan bu konuda herhangi bir garanti almış olmalarının söz konusu olmadığını belirten Korkut, önerileriyle ilgili olarak şunları söyledi: "Başbakan'a 1+4+4+4 sistemi içinde, isteyenlere çıraklık ya da Kuran kursları gibi istedikleri eğitimlere devam edebilme şansı verebilmek için, 1+4 veya 1+5'ten sonra örgün eğitim dayatmasının kaldırılmasını önerdik. Eğer zorunlu eğitim olacaksa tamamen örgün eğitim olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Belli bir kademeden sonra açık öğretim imkanlarının sunulması gerekir. Devlet illa herkesi eğiticek diye bir şey yok. Devletin kontrolünde tek tip bir eğitim uygulamasına karşıyız."
Bu uygulamanın kıyafet serbestliği de tanıyacağını belirten ve bu konudaki düşüncelerini zaman zaman Başbakan ve yetkililerle paylaştıklarını, hazırladıkları raporları sunduklarını da belirten Korkut, zorunlu eğitimin süresi ile ilgili bir öneride bulunmadıklarını da söyledi.
Hüseyin Korkut'un önerisini eğitim uzmanlarına sorduk. Öneriyi destekleyen de var, Türkiye'de bu sistemin uygulanmayacağını düşünen de.
Eğitim Reformu Girişimi Koordinatörü Batuhan Aydagül: ÖNDER Genel Başkanı Hüseyin Korkut'un bazı batı ülkelerinde olan home schooling (ev okulu) uygulamasını kastettiğini düşünüyorum. Bu uygulamayı yapan ülkelerde veliler çocuğunu okula göndermek yerine evde eğitim veriyor. Yani okul müfredatı evde uygulanıyor. Çocuk okula gitmeden okula gitmiş sayılıyor. Dersleri evde alıyor. Türkiye'de bu kadar sorun varken bu uygulamanın hayata geçmesi imkansız. Korkut'un dediklerini ancak bu şekilde alabiliyorum.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Çocukları ÖNDER Genel Başkanı'nın değidiği gibi tamamen serbest bırakmamalıyız. Amaç çocukları kurslara gitmesine imkan vermekse mesleki eğitim merkezlerini eğitim sistemi içine almalıyız. Zorunlu eğitimin bir parçası olmalı. Ülkemizde ara eleman sıkıntısı var. Öte yandan bu sistem çocukları gevşetici bir uygulama olur.
Eğitim Bir-Sen Genel Basın Yayın Sekreteri Ali Yalçın: Eğitimde seçeneklerin arttırılmasını her zaman destekliyoruz. Çocuğun illa örgün eğitime devam ettirmek gibi bir mecburiyetin olması anlamsızdır, dayatmadır. Eğitimde seçenek üretmek, özgürlük alanı yaratmak gerekir. Eski sistemde ilköğretim 8 yıla çıkmadan önce ilköğretim 5 mezunları, 6, 7 ve 8'i şu anda açık öğretimle tamamlıyorlar. Bu zaten devletin sisteminde var. Sertifikasyon olarak ortaya getirilen yeni bir şey yok. Şu anda sistem 1+4+4+4 şeklinde bölündüğünde aynı hak yine devam etmiş olacak.
Burada velilere olabildiğinde seçenek üretmek gerekir. Örgün eğitimi dayatmak ve bunun süresini olabildiğince arttırmak, okula karşı antipatiyi arttırıyor. Velilerin 'Devlet benim çocuğumu eğitme hakkımı elimden almaya çalışıyor' şeklinde bir bakış açısı geliştirmeye bcaşlıyor ki bu doğru değil. Devletin de böyle bir dayatma görevi yok. Devlet veliye eğitim ortamlarını seçnekleriyle sunup, özgürlük alanları yaratmalı.