Mide Kelepçesi uygulaması ilk kez Amerikalı bir cerrah olan Dr. Kuzmak tarafından uygulanarak gündeme getirilmiştir. Uygulamanın esası yemek borusunun (özofagusun) hemen altındaki midenin üst bölümüne yaklaşık 15-20 cc hacim oluşturacak şekilde silikondan bir bandın (kelepçe) takılmasıdır. Daha basit bir anlatımla midenin kumsaati şekline getirilmesidir.
Bu ameliyat restrüktif (mide hacmini kısıtlayıcı) bir ameliyattır. Kilo vermenin temeli mide hacminin küçülmesiyle fazla gıda alınamaması esasına dayanmaktadır. Kelepçe takılması sonucu oluşturulan küçük mide dolduğunda fazla gıda alımı mümkün olmamaktadır.
Kelepçenin en önemli özelliği iç yapısındaki hazneye sıvı verilerek şişirilebilme etkisinin olmasıdır. Böylelikle üstteki küçük mide ile alttaki mide bağlantısını sağlayan genişlik rahatlıkla ayarlanabilmektedir. Bunun avantajı, eğer kişinin yemek yemesi fazlaysa bu ayarlama yapılarak gıda alımı azaltılabilir, böylelikle kilo verme oranında artış sağlanabilir.
Bu ayarlama bandın bağlantı tüpünün ucunda olan bir rezervuar sayesinde olmaktadır. Bu rezervuar cilt altında kas tabakasının üzerine yerleştirilir. Böylelikle ameliyat sonrası bir iğne-enjektör yardımıyla içine girilip sıvı vermek kaydıyla bandın iç hacminde şişirilme yapılarak üst mideden alt mideye geçiş daraltılabilir.
Mide kelepçesi uygulatmayı düşünen hastalarda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bu kişilerin yeme alışkanlıklarının irdelenmesidir. Özellikle sweet eater dediğimiz yüksek kalorili gıdalarla (dondurma, çikolata, tatlı v.d.) beslenme alışkanlığı olan kişilerin dikkatli olması gerekir. Çünkü bu tür gıdalar, hacmi küçük kalorisi yüksek gıdalardır. Dolayısıyla kelepçe takılı hastalarda kelepçe de ne kadar ayarlama yapılırsa yapılsın bu tür gıdaların alımı ve geçişi rahat olacağından kilo verme oranlarında düşme meydana gelecektir. Literatür bilgilerinde Morbid Obez (VKİ>40 kg/m2) ve sweet eater kişilerde pek çok uzman, uzun dönemde kalıcı kilo kaybı için Gastric Bypass ameliyatını önermektedir.
Bu ameliyatın en önemli avatajı uygulamanın laparoskopik yapılması ve hastanede kalış süresinin az olmasıdır (1-2 gün). İşe dönüş daha hızlı ve çabuk olmaktadır. Ancak ameliyat sonrası hastaların katı gıdalara geçiş için belli bir zamana ihtiyaçları vardır. Artık eskisi gibi bir yeme alışkanlığının devam ettirilmesi mümkün değildir. Bu ameliyat da kurallara uyulması çok önemlidir aksi taktirde uygulanan kelepçe de bir takım problemler yaşanabilir ve bu kilo verme oranını düşürür.
Kelepçe uygulaması sonrası yaşanabilecek en önemli problemler; kelepçeye karşı vucudun verdiği reaksiyon (çok nadir), kelepçenin mideye takılan yerden kayması veya pozisyonun da değişiklik olması, kelepçenin mide içerisine doğru ilerlemesi (çok nadir), rezervuarda enfeksiyon görülmesi şeklinde sıralanabilir. Bu gibi durumlarda bazen ikincil bir ameliyat gerekebileceği gibi kelepçe de çıkartılabilir. Bu behsedilen komplikasyonların görülme sıklığı %1-10 arasında değişim göstermektedir.
Mide Kelepçesi uygulaması sonrası yapılan takiplerde uzun dönem kilo verme oranı fazla kilonun %50-60’ı oranında değişim göstermektedir (7-10 yıllık takiplerde).
Sonuç olarak mide kelepçe uygulaması non-sweet eater denilen yüksek kalorili gıdalarla beslenme alışkanlığı olmayan morbid obez hastalarda (VKİ>40 kg/m2) uygulaması kolay ve uzun dönem sonuçlarında kilo verme oranları tatminkar düzeyde olan bir ameliyattır.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname