İşe iade davasında davalar 4 ayda biter denilip, işçilerin sadece açıkta geçen 4 aylık ücretleri ödenirken gerçekte davalar 3-4 yılda tamamlandığından işçilerin hak arama mücadelesi zorluklar doldu.
Yargıtay'da yükü PTT'yi de etkilemeye başladı
Yüksek yargıdaki iş yükü, hak arayanları umutsuzluğa düşürüyor. Yargıtay'da bekleyen dosya sayısı 1 milyon 600 bini aşıyor. Posta ile gönderilen binlerce dava dosyası, Yargıtay'ın depolarında yer kalmadığı için PTT'den alınamıyor. Yargıtay'da bir sonraki yıla 798 bin dosya devrediyor, bu sebeple de 14 bin 908 dosya da zamanaşımından düşüyor.
İşçi davaları ise bıktııyor
Yargıtay'da işçi-işveren uyuşmazlıklarına, sosyal güvenlik davalarına bakan 9. 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin 2010 yılı iş yükü, dramatik gerçeği gözler önüne seriyor;
2010 yılının Ocak ayından 16 Aralık 2010'a kadar olan dönemde bu üç daireye gelen dosya sayısı 81 bin 595. Yalnızca 9. Hukuk dairesine gelen dava dosyası sayısı ise 50 bin 995.
Sosyal güvenlikle ilgili dosyalara bakan 10. ve 21. Hukuk Daireleri'ne 2010 yılında gelen dava dosyası sayısı ise 30 bin 600.
Sosyal güvenlik alanında taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıklar da mahkemelerin yoğunluğunu artırdı.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) leh ve aleyhinde 2007 yılında açılan dava sayısı 210 bin civarında iken, 1 Ekim 2008'de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası'nın yürürlüğe girmesiyle sayı daha da arttı ve bugün 350 bini aşmış durumda.
2009 yılında 9,10 ve 21. Hukuk Dairelerine 2008 yılından devreden dosya sayısı 47 bin 661, yeni gelen 85 bin 823 dosya ile birlikte, toplamda 133 bin 484 dava dosyası birikmişti.
Bu davalardan 51 bin 300'ü için onama, 13 bin 500'ü bozma kararı çıktı.
Artan iş yükü nedeniyle her yıl devrede devrede çığ gibi büyüyen davalar, iş yükü altında ezilen Yüksek Yargı ve beklemekten umut yorgunu olan hak sahipleri için çözüm bir an önce bulunmak zorunda.
Çözüm mutlaka bulunmalı
Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, sorunun çözümü için, Bölge Adliye Mahkemelerinin bir an önce faaliyete geçirilmesi ve uzlaşma müessesi, arabuluculuk, tahkim, ombudsmanlık gibi müesseselerinin alternatif çözüm yolları olarak faaliyete geçmesi gerektiğinin altını çiziyor. Gerçekten de iş ve sosyal güvenlik konularında iş ve sosyal güvenlik uzmanlarının bilirkişiliğine, hakemliğine başvurulması ve bu yolların da yasallaştırılması gerekiyor. Bunlar yapılamıyorsa bölgesel istinaf mahkemeleri de kurulmalıdır.
Annenizi SGK'nın tuzağından kurtarabilirsiniz
Annem için doğum borçlanması için müracaat ettiğim tarihte isteğe bağlı Bağ-Kur yatırmaktaydım, borçlanmam kabul edildi fakat 3750 gün olduğu halde yaştan emekli olabilmemiz için müracaat ettiğim tarihte isteğe bağlı Bağ-Kur'lu olduğum için sigortadan emekli olamadım. Şimdi 210 gün daha normal sigortalı olarak çalışması gerektiğini söylediler mağdur olduk müracaat ettiğimde normal sigortalı olmamız gerekiyormuş yeni genelgeye göre böyle bir durum var mı bilgilendirir misiniz? Bize söylenen, borçlanma için müracaat ettiğimiz tarih de normal sigortalı olarak çalışmamız gerekiyormuş. Borçlanma için 4 yıllık prim yatırırken hiçbir çalışan bu konuda uyarı yapmadı. Ne yapabiliriz, nereye başvurmamız gerekir? Bu arada annem, 01,11,1960 doğumlu normal sigorta 1600 gün Bağ-Kur 750 gün çocuk borçlanması 4 yıldır. Tarık Demirkıran
Sayın okurum, SGK'nın doğum borçlanması tuzağına düşmüşsünüz ama çaresi de var. Zira,
Kanuna göre, doğum borçlanması yapabilmek için
SSK'lı çalışırken doğum yapmış olmak gerekiyor ve bu sebeple de borçlanılan sürelerin de SSK'lı gibi değerlendirilmesi yasa gereğidir. Ancak, SGK doğum borçlanması yapanlara yeni bir tuzak hazırladı ve borçlanma dilekçesi verirken,
Bağ-Kur'lu veya isteğe bağlı Bağ-Kur'lu olanların ödedikleri süreleri Bağ-Kur'lu sayacağım demeye başladı
Önce tuzak yoktu
Doğum Borçlanması ile ilgili olarak SGK tarafından hazırlanan 2008/111 sayılı Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesine göre; “2008 yılı Ekim ayı başından önce geçen ve bu tarihten sonra borçlanılan sürelerle bu sürelere ait kazançlar 5510 sayılı Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirilecektir” denilmek suretiyle doğum borçlanma sürelerinin 4/a (SSK'lı olarak) sigortalılık süresinden sayılacağı belirtilmiştir.
Sonra tuzak kurdu
SGK daha sonra 2010/106 sayılı yeni Hizmet Borçlanma İşlemleri Genelgesini çıkardı ve tuzağını da kurdu. Yeni genelgesiyle, doğum borçlanmasının statüsünün, sigortalının borçlandığı tarihteki sigortalılık statüsü olacağı, zorunlu sigortalılığı sona erdikten sonra isteğe bağlı sigortaya prim ödeyenlerden doğum borçlanması yapanların, borçlandırılan doğum sürelerinin 4/b (Bağ-Kur) kapsamında, sigortalılık olarak değerlendirileceğini belirtti. Hem de ortada yasa değişikliği olmadığı halde.
Son yedi yıl kuralına dikkat
SGK'nın yeni borçlanma genelgesi ile kadınların doğum borçlanması yaparken, SSK'lı çalışıyor olması gerekir aksi halde SSK'dan değil, Bağ-Kur'dan emekli olma riskini alırlar. SGK'nın tuzağına düşerler. Annenizde bu tuzağa düşmüş. Şimdi yapmanız gereken, SGK'ya ödediğiniz doğum borçlanması parasını SGK'dan geri isteyin size 3-4 gün önce ödeyeceklerdir. Sonra annenizi birkaç gün SSK'lı bir işyerinde çalıştırın ve sonra tekrar doğum borçlanması talebinde bulunup, parasını ödeyin. Bu durumda, 210 gün daha SSK'lı çalışması gereğini de ortadan kaldırmış olursunuz.
Kaynak : Haber Türk - Ali Tezel