Fatih Projesi imza töreninde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan on yıllar boyunca hükümetlerin, milli eğitime "idare edilmesi gereken bir hadise" olarak baktıklarını ve sadece “idare etmekle yetindiklerini” söyledi.
Hatta “Okullar olmasa milli eğitimi idare etmek ne kadar kolaydı” şeklinde bir nükte ortaya çıktığını anımsatan Başbakan Erdoğan; “Bizde müfredatın tartışma konusu olduğunu göremezsiniz ya da çok nadir şahit olursunuz. Eğitim metotları, eğitim teknolojileri, eğitimde fırsat eşitliği, imkanlar konuşulmaz. Varsa yoksa şekil konuşulur, varsa yoksa şekil tartışılır. Öğrencinin neyi öğrendiği, neyi öğrenemediğinden ziyade ne giydiği, ne okuduğu, hangi okulu tercih ettiği ya da etmesi gerektiği gündemi işgal eder. Dikkatinizi çekiyorum; 2002 öncesinde eğitim sistemi çok ciddi şekilde tartışma konusuydu.
Gündemden hiç düşmedi. Ama hiç kimse çıkıp, 85 öğrenciye bir bilgisayar düşmesini sorgulamadı. 60-70 kişilik, 120 kişilik sınıfları sorgulamadı. Okulsuzluğu, öğretmensizliği, eğitim kalitesini sorgulamadı. Avrupa ülkelerindeki çocuklar sınıflarında, okullarında bilgisayarla, internet aracılığıyla eğitim görürken, akıllı tahtalar kullanırken, okul eğitimini bırakınız, yaşam boyu eğitimi tartışırken; bizde meslek liseleri, üniversite öğrencilerinin kılık kıyafeti, zorunlu eğitimin süresi konuşuldu. Bununla kaybettik biz yıllarımızı. Şimdi biz bu kaybolan yılları geri almak istiyoruz. Onun için ciddi bir heyecana, gayrete ihtiyacımız var.” Dedi
Türkiye'de de dünyada da en az bir yabancı dil bilmeyen, bilgisayar kullanamayan kişilerin iş bulmasının neredeyse imkansız hale geldiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Biz hükümet olarak, 'işte bu vebali taşıyamayız' dedik. Şimdi bunun üzerine gidiyoruz. Yakında bu konuda çok önemli adımları da inşallah atacağız. Zira çocukların gözündeki umut ışığını körelten, genç nesillerin geleceğini karartan bir anlayışın yanında yöresinde asla yer alamayız. Etkisi, sonuçları, orta ve uzun vadede görülecek diye eğitimi kendi haline bırakamayız.'İdare-i maslahata başvurmayız' dedik. Eğitimde Cumhuriyet tarihimizin köklü reformlarını, en büyük yatırımlarını gerçekleştirdik. 2005 yılından itibaren Milli Eğitime bütçeden ayrılan payı diğer tüm kalemlerin üstüne çıkardık.''
Fatih Projesi Protokolü imzalanmadan önce konuşma yapan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, projenin Türkiye'ye bilgi toplumuna ulaşma konusunda büyük güç kazandıracağını belirtti. Başbakan Erdoğan'ın “Eğitime yapılan her yatırımı Türkiye'nin aydınlık geleceğine yapılan bir yatırım” olarak değerlendirdiğini ve buna yönelik önemli çalışmaların yapıldığını dile getiren Bakan Çubukçu, bu dönemde bütçeden en fazla payın eğitime ayrıldığını söyledi. Bu durumun yeni nesillere verilen önemi gösterdiğine işaret eden Bakan Çubukçu, Fatih Projesi'yle okulların bilişim teknolojileri laboratuarlarındaki bilgisayar, internet bağlantısı ve teknolojik donanımın daha ileri bir aşamaya taşınacağını ifade etti.
Orta öğretimde başlayan, 3 yıl içinde okul öncesi eğitime inmesi planlanan projeyle eğitimde fırsat eşitliği ve kalitenin artırılmasının amaçlandığını belirten Bakan Çubukçu, projeyi “adından çok söz ettirici, örnek bir proje” olarak nitelendirdi. Günümüz şartlarında eleştirel düşünce, etkin problem çözme yeteneği, bilgisayar okur yazarlığı gibi özelliklere sahip olmayanların diplomalarının çok fazla bir önem taşımadığını kaydeden Bakan Çubukçu, “Fatih Projesi'nin, bir anlamda eğitimde bir çağı kapatıp bir çağı açacağına, gençleri teknolojiyle, bilgiyle, dünyayla buluşturacağına inanıyorum.
Ana hedefimiz olan Cumhuriyetimizin 100. yılında istikrarı, bölgesel ve küresel ölçekte ekonomiye sahip lider Türkiye'nin nitelikli, donanımlı bireylerinin yetiştirilmesinde, eğitim ortamlarının iyileştirilmesinin sağlanmasında yeni bir adımı daha arkada bırakıyoruz” dedi. Çocukların çağın gerektirdiği donanıma, bilgi ve beceriye, yaratıcı,üretken ve bilgiyi hayatlarında kullanan bireyler olarak yetiştirilmesini amaçladıklarını anlatan Bakan Çubukçu, teknolojide hızlı bir değişim olduğunu, bu değişimi yakalayabilen toplumların bilgi toplumu olabileceğini söyledi.
Bakanlık olarak Türkiye'nin bilgi toplumuna dönüştürülmesi için yoğun çalışma yürüttüklerini vurgulayan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, bu konudaki en büyük gücün genç insan kaynağı olduğunu belirtti. Bakan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Amacımız, dinamik ve genç insan kaynağımızı çağın gerektirdiği teknolojik donanıma sahip, soran, sorgulayan, geleceği şekillendiren nesiller olarak yetiştirmektir. Tüm okulları bilgisayar ile donattık, bilişim teknoloji sınıflarını kurduk. 2002'de 85 öğrenciye bir bilgisayar düşerken 2010'da 15 öğrenciye bir bilgisayar düşüyor. 2003'te çok az okulda, sınırlı internet erişimi varken bugün ilköğretimde okulların yüzde 96'sında, orta öğretimde de yüzde 100'ünde internet erişimini sağladık. Okullarımızın tamamını her türlü bilişim teknolojisi araçlarıyla donatmak istiyoruz. Amacımız Türkiye'nin her yerinde öğrencilerin sosyo ekonomik durumu ve şartları ne olursa olsun bilişim teknolojisi olanaklarından yararlanmasıdır.”
Fatih Projesi'nin tüm öğrencileri kucaklayacağını, bilgiye çok daha hızlı ulaşmalarını sağlayacağını belirten Bakan Çubukçu, proje sayesinde öğretmenlerin çok daha zengin bir ortamda ders yapabileceğine işaret etti. Projenin öğretmen ve öğrencilerin motivasyonlarının artmasına olumlu katkı sağlayacağını da vurgulayan Bakan Çubukçu, proje kapsamında donanım alt yapısının iyileştirileceğini, eğitsel e-içeriğin sağlanacağını, öğretim programlarının bilişim teknolojisini içerecek hale getirileceğini, öğretmenlerin hizmet içi eğitiminin, bilinçli, güvenli ve izlenebilir bilişim teknolojisi kullanımının sağlanacağını söyledi. Projeyle okulların donanım alt yapısının geliştirileceğini kaydeden Bakan Çubukçu, 40 bin okula projeyle ilgili cihazların kurulacağını, her dersliğe geniş bant internet erişim ağı sağlanarak okullara yeni bir internet omurgası yükleneceğini belirtti.
Bakan Çubukçu, ayrıca okullara akıllı tahta ve çok amaçlı ağ yazıcısı kurulacağını da açıkladı. “Teknolojinin eğitimde kullanımı ne kadar gelişirse gelişsin eğitimin ana unsuru öğretmenlerimizdir” diyen Bakan Çubukçu, öğretmenlerin etkin olmadığı bir eğitim sisteminin başarılı olamayacağını vurguladı. Fatih Projesi'nin bileşenlerinden birinin öğretmenlerin hizmet içi eğitimi olduğunu hatırlatan Bakan Çubukçu, okullarda görev yapan 608 bin öğretmenin yüz yüze ve uzaktan eğitimle sisteme, eğitim içi hizmete hazır hale getirileceğini söyledi.
Bakan Çubukçu, projeyle öğretmenlerin Türkiye'nin her yanında aynı teknolojik alt yapıyı kullanabileceğini anlatarak, “Projenin sonunda öğretmen eğitimine yönelik Türkiye'nin her ilinde en az bir hizmet içi eğitim sınıfı kurulmuş olacak, bu yöntemle mekan ve zaman konusunda da ayrıca tasarruf yapmış olacağız” dedi. İnternetin güvenli kullanımının en az bilgi kadar önemli olduğuna işaret eden Bakan Çubukçu, Fatih Projesi'yle öğrencileri her türlü zararlı içerikten korumak ve istismarı önlemek için gerekli altyapının oluşturulacağını da belirtti. Bakan Çubukçu, projenin 3 yılda bitirilmesinin hedeflendiğini, proje kapsamında projeksiyon cihazları, 38 bin 688 çok amaçlı fotokopi makinesi ve akıllı tahtaların 40 bin okula dağıtılacağını ifade etti.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da yaptığı konuşmada,Milli Eğitim Bakanlığı'nın çalışmalarına kendilerinin de Evrensel Hizmet Fonu kaynaklarıyla katkı sağladıklarını belirtti. Bakan Yıldırım, tüm okullarda bilgi teknolojileri sınıfı kurulduğunu ve kütüphanelere, kışlalara, havaalanı ve otobüs terminallerine kamu internet erişim merkezi kurduklarını, ayrıca e-Devlet Projesini başlattıklarını anımsattı.
Bakan Yıldırım, “Bugün artık okulların hemen hemen tamamında bilgisayar sınıfları bulunuyor, ayrıca bin 500 okulda bilgisayar destekli fen laboratuarı, 18 bin 500 okulda yazarlık yazılım programı, 12 bin okulda da geniş bant internet erişimi bulunuyor” dedi. Bakan Yıldırım şöyle devam etti; “Bu protokolle birlikte yaklaşık 1,5 milyar TL'ye mal olacak Akıllı Sınıf Projeleri’ni başlatmış oluyoruz. Böylece artık öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz tebeşir tozu yutmaktan kurtulmuş olacak. İnteraktif bir eğitim-öğretim sürecini okullarımızda başlatmış olacağız. Proje dört yıl gibi bir sürede tamamlanmış olacak, böylece tüm okullarımız akıllı sınıflara sahip olacak”. Sekiz yılda çevirmeli internetten geniş bant internete geçildiğini vurgulayan Bakan Yıldırım, bilgi iletişimde Avrupa beşincisi olunduğunu ifade etti. Bakan Yıldırım, eğitime yapılan yatırımın “taşa, toprağa” yapılan yatırımlar gibi olmadığını, etkisinin nesilden nesile ulaştığını dile getirdi.
Konuşmaların ardından, Fatih Projesi’nin uygulanmaya başlandığı Sincan İl Genel Meclisi İlköğretim Okulu ile telekonferans bağlantısı yapıldı. Canlı yayında Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Esengül Civelek, öğretmenler ve öğrenciler duygu ve düşüncelerini dile getirdiler. Başbakan Erdoğan ise hayırlı olsun dileklerini iletti.
FATİH Projesi ile bilişim teknolojisi araçlarıyla birlikte internetin de bilinçli ve güvenli kullanımını sağlamak için mevzuat düzenlemesi de yapılacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nca yürütülecek ve Ulaştırma Bakanlığı’nca desteklenecek projenin ilk yılında ortaöğretim, ikinci yılında ilköğretim ikinci kademe, üçüncü yılında ilköğretim birinci kademe ve okul öncesi kurumlarında bilişim teknolojisi donanım altyapısı, e-içerik, öğretim programı, hizmet içi eğitim ve bilinçli güvenli internet kullanımı aşamalarının tamamlanması amaçlanıyor.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname