Sosyal güvencesi olmayan vatandaşların haziran ayına kadar gelir testlerini yaptırması gerektiği bildirildi. Genel Sağlık Sigortasına (GSS) dair AA muhabirinin sorularını yanıtlayan İzmir SGK Müdürü Mustafa Keskin, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren hiçbir sosyal güvencesi bulunmayan vatandaşların tamamının GSS kapsamına alınması yönünde yasal zorunluluk getirildiğini hatırlattı.
Kurum olarak bu durumdaki kişilere mektup gönderdiklerini ve mektubu aldıkları tarihten itibaren bir ay içerisinde kaymakamlıklara müracaat edeceklerini, ardından Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfı tarafından gelir testine tabi tutulacaklarını bildirdiklerini ifade eden Keskin, gelir tespitinin ve ödenecek primlerin şu şekilde yapıldığını anlattı:
"Ailedeki fert başına gelir asgari ücretin üçte birinden az ise sizi biz yeşil kartlıymış gibi yani hiç prim ödemeden GSS kapsamına alacağız ve kurum olarak sizin sağlık hizmetinizi satın alacağız. Aile içindeki fert başına düşen gelir, asgari ücretin üçte biri ile asgari ücret arasındaysa o zaman 35 lira prim ödeyerek hak sahibi ailenin tamamı, anne, baba ve 18 yaşını geçmeyen çocukları ya da 25 yaşına kadar olan ve öğrenim gören çocukların tamamı GSS kapsamında olacak.
Eğer ailedeki fert başına düşen gelir asgari ücret ile asgari ücretin iki katı arasındaysa o zaman da 106 lira prim ödeyecek. Ailedeki fert başına düşen gelir, asgari ücretin iki katından fazlaysa, 212 lira prim ödenecek."
-Fert başına düşen gelir nasıl hesaplanıyor--
Keskin, önce sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları tarafından ailenin gelirinin hesaplandığını, tapu, sosyal güvenlik kurumları, sosyal yardım kurumları gibi kuruluşlarla entegre çalışılarak tespit edilen bilgilerle ailenin yıllık gelirinin saptandığını, bunu 12 aya ve ailedeki fert sayısına bölerek fert başına düşen gelirin bulunduğunu belirtti.
Keskin, "Diyelim ki fert başına düşen gelir 280 lira ise bu kişi yeşil kart alıyor, hiç prim ödemeden ailenin tümü GSS'ye alınıyor. Sistem otomatik tescilini, aktivasyonu yapıyor ve ertesi gün sağlık hizmetlerinden yararlanmaya başlıyorlar" dedi.
Primsiz sisteme dahil olanların çalışan sigortalıdan farkına ilişkin soru üzerine, tek farkın, özel hastanelere gidememek olduğunu anlattı. Prim ödemeyenlerin özel hastanelere sadece sevkli ya da acilden gidebildiklerini belirten Keskin, 35 lira bile olsa prim ödeyenlerin özel hastanelerden yararlanabildiğini ifade etti.
Sosyal güvencesi bulunmayanlara hazirana kadar başvuru yapmaları uyarısında bulunan Keskin, şöyle konuştu:
"Kurum başkanlığımız, yoğunlaşmadan kaynaklanan bazı sorunların yaşanabileceğini düşünerek, hazirana kadar bu gelir testini yaptırsınlar dedi. Şu an sistem gelir testini yaptırmayanlara 106 lira üzerinden prim tahakkuku yapıyor.
Diyelim ki kişi mayıs ayının ortasında vakfa gider ve fert başına düşen gelirin asgari ücretin üçte birinden daha az olduğunu tespit ettirirse, biz o 106 liralık tahakkukların tamamını geriye doğru sileceğiz. Ama hazirandan sonra olursa, silmeyeceğiz. Tespit yapıldığı tarihten sonra prim almayacağız ama önceki primlerle ilgili tahsilat yapılacak."
İzmir'de 100 bin kişiye bu bilgileri içeren mektupların gönderildiği bilgisini veren Keskin, "Bu kişiler kendi kaymakamlıklarına gidip, vakfa müracaat ettiler. Etmeyenler varsa da haziran ayına kadar mutlaka müracaat etsinler" dedi.
-İzmir'de yeşil kartlı oranı ülke ortalamasının yaklaşık yarısı-
Mustafa Keskin, yeşil kartlı olanların da kuruma naklinin yapıldığını, primsiz sağlık hizmeti almayı hak ettikleri için sistemin hiçbir işlem yapmadan bu durumda olanları doğrudan sağlık sigortası kapsamına aldığını söyledi.
Yeşil kart alanların ülke nüfusuna oranının yüzde 12,70 olduğunu, bu rakamın İzmir'de 6,42 seviyesinde bulunduğunu belirten Keskin, " Mesela Adana'da 350 bin civarında. Ki nüfusu İzmir'in yarısı kadar. İzmir o yönüyle çok şanslı. Nüfusun binde 4'ü yeşil kartlı, Adana'da mesela yüzde 17. İzmir de Adana da göç alan şehirler. Ama İzmir'in bu anlamdaki şansı, emekli göçü alan bir şehir olması" diye konuştu.
Keskin, İzmir'de 176 bin yeşil kartlının bulunduğunu, yeşil karta müracaat edenlerin 40 bin 111'inin gelir testi sonucu 35 lira prim ödeyerek GSS kapsamına alındığını, 5 bin 631'nin 106 lira, 917'sinin de 212 lira prim ödeyerek GSS kapsamına girdiğini kaydetti.
"Yeşil kart geri alınıyor" ya da "yeşil kart paralı oluyor" gibi söylemlerin hatırlatılması üzerine Keskin, şunları söyledi:
"Bunlar yanlış bilgilendirmeden kaynaklandı. Vatandaş yeşil kartlarının iptal edileceğini sandı. Halbuki iptal yok, sosyal güvenlik sistemine aktarıldı. Otomatik tescilleri yapıldı. Vize işlemi gelinceye kadar da sigorta kapsamında oldukları biraz sonradan anlaşıldı. Ocak, şubat ayındaki yoğunluğumuzun önemli bir kısmı, bu 'şehir efsanesine' dönen yanlış anlamadan kaynaklandı.
Eskiden 'şöyle zengin, lüks arabaya biniyor ama yeşil kartlı' diye çok konuşulur, yazılır, fotoğraflanırdı. Yeni sistem bunların tamamının önünü kapayan bir sistem. Buna bankalar da entegre olduğunda daha çok verim alınabilecek bu sistemden. Çünkü bankalardaki paranızın, harcamalarınızın hepsi esas alınacak. O zaman toplumdaki yara haline dönüşen, zengin ama yeşil kartlı efsanesinin tamamı bitecek."
Yeşil kartlıların yılda bir kez "vize" yaptırması gerektiğini belirten Keskin, "Vize şu demek: Yeşil kart aldınız, ertesi yıl aynı gün vakfa tekrar gidiyorsunuz. Vakıf bilgilerinizi tekrar gözden geçiriyor. Gelirinizde artış olmuş mu- Yoksa aynı durumda mısınız diye gelir güncellemesi yapılıyor. Bu güncelleşmeler yapıldı. Bunların bir kısmı 35 lira, bir kısmı 106 ve 212 lira prim ödeyerek GSS kapsamına geçtiler.
Yani, yeşil kart kullanıyormuş ama gelir durumlarında bir değişim olduğu için primliye geçti. Çoğu primsiz olarak devam ediyor. Şimdiye kadar İzmir'de yeşil kartlıyken gelir testine tabi tutulan 41 bin 851 kişiden 38 bin 569'unun otomatik aktivasyonu yapıldı. Geriye kalan 3 bin 282 kişinin aktivasyon işlemleri şu an sürüyor" diye konuştu.
Kaynak: AA
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname