Kamu görevlisi mobbing yapmaz, devlet yapar

Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, bir öğretim üyesinin, fakülte dekanına, bölüm başkanına ve yardımcısına karşı açtığı mobbing davasını husumet yönünden reddetti ve "Kamu görevlisine karşı dava olmaz, kamuya karşı dava açılabilir" dedi. Şimdi top Yargıtay'da.

1993 yılından beri Gazi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nde araştırma görevlisi olan davacı, 2003 yılında da aynı bölümde doktora öğrencisi olur. 2010 yılında ise doktora öğrenciliğinden atılır. Bunun üzerine fakülte dekanına, bölüm başkanına ve yardımcısına karşı mobbing (taciz) davası açar ve maddi-manevi tazminat talep eder.

Davaya bakan mahkeme, "Hizmet kusurlarından doğan zararlardan dolayı, İdari Yargılama Usul Yasası'nın 2/1 -b maddesi gereğince, idareye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemelerce kendiliğinden gözetilir" ve Anayasa'nın 129/5'teki "Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir" maddelerine dayanarak davayı husumet yönünden reddeder. Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 13. maddesindeki, "Kişiler kamu hukukuna tabi görevlerle ilgili olarak uğradıkları zararlardan dolayı bu görevleri yerine getiren personel aleyhine değil, ilgili kurum aleyhine dava açarlar" hükmünü de gözetir.

TOP YARGITAY'DA

Doktora öğrencisi ve araştırma görevlisi olan davacı, kendisine karşı psikolojik taciz yapıldığı ve doktora öğrenciliğinden de haksız yere atıldığı için maddi-manevi tazminat davasını kamu görevlilerine karşı açmış ve mahkeme, "Kamu görevlisine karşı taciz (mobbing) etse bile şahsi dava açılamaz" diyerek reddetmiş. Top şimdi Yargıtay'da, bakalım sonuç ne olacak? Kamu görevlisinin yaptığı tacizden devlet mi yoksa şahıs mı sorumlu olacak ben de merakla bekliyorum.

Kısmi aylık varsa SSK yurtdışı borçlanması için mahkemeye gidin

Abim Emekli Sandığı'na tabi işyerinde 1-2 yıl çalıştıktan sonra Almanya'ya gitti. Orada çalışıp emekli oldu. Konsolosluğa "Türkiye'de kaç günüm var, nasıl emekli olurum?" diye sorunca, görevli belge doldurtup imzalatmış. Belgeleri postaya vermesini söylemiş. Abim meğer borçlanma belgelerini vermiş. Daha sonra Emekli Sandığı'nca çıkarılan borcu yatırmadı. SSK'lı olarak çalıştı ve SSK'ya yurtdışı borçlanması müracaatında bulundu. Borçlanması kabul edildi ve borçlanma ücretini yatırdıktan sonra tahsis talep etti. Emekli Sandığı'na da kısmı aylığının kesilmesi için dilekçe gönderdi. Emekli aylığını beklerken tahsisi reddedildi.

Gerekçe olarak Emekli Sandığı'ndan kısmi aylık bağlanması gösterildi. Abim kısmi aylık müracaatında bulunmadı. Bankadan bankamatik gelince bankaya gidiyor, "Bu ne?" diyor. Görevliler de "Hesabınızda para var, çekin" deyince, çekiyor. SGK'ya gidiyor "Maaş niye bu kadar az?" diye soruyor. "Emekli Sandığı kısmi maaş bağlamış" diyorlar, çektiği kısmi aylığını bankaya geri yatırıyor. Ali Bey bu şartlarda abim SSK'dan mı, Emekli Sandığı'ndan mı emekli olur? Nasıl bir yol izlemeliyiz? Sevim Naz

Abiniz SSK'dan yurtdışı borçlanması yapmak için geç kalmış. Almanya ile Türkiye arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi sebebiyle bir ülkeden emekli edilen kişiye, hiç talebi olmasa da diğer ülkedeki hizmetlerine göre sözleşme kısmi aylığı bağlanır. Abiniz, ya TC Emekli Sandığı'na yurtdışı borçlanması yapıp kısmi aylığını tam aylığa çıkaracak ki bunun borçlanması pahalıdır, alacağı emekli aylığı da 1100 lira kadardır. Ya da reddedilen SSK tahsis talebi için iş mahkemesinde dava açacak. Kazanma şansı yüzde 70 civarındadır. Doğru tarihler seçildiyse ucuzdur ve aylığı 1100 lira kadardır. Doğru tarih seçilmemişse alacağı aylık 680 liradır.