Kaos zili çaldı

Eğitim döneminin son gününde Milli Eğitim Bakanı bir genelge yayımlayarak gelecek dönem 4+4+4 kaosunun yaşanacağının ilk sinyalini verdi. Okulları kapanıp İmam Hatip’e dönüştürülen öğrenciler ve eğitimciler sokaklardaydı.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, valiliklere gönderdiği genelgeyle zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun kapsamında ilkokul, ortaokul ve lise planlamalarının acilen yapılması talimatı verdi. Dün karne olan 17 milyon öğrenci eski okullarına dönemeyebilir. Önümüzdeki yıl 5. sınıfa başlayacak öğrenciler ortaokul olarak belirlenen okullarda eğitimlerine devam edecek. 1. sınıfa başlayacak öğrenciler de ilkokul olarak belirlenen okullara sadece e-okul üzerinden kayıt yaptıracak.

Dinçer, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve imam hatip ortaokullarını açma-kapama, ad değiştirme, planlama gibi işlemlerin valiliklerce yapılacağını belirterek, “Bu planlamalar acilen tamamlanarak, 8-15 Haziran 2012 tarihleri arasında sisteme girişleri yapılacak” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “okul planlamaları” konusunda yayımladığı ve 81 il valiliğine gönderdiği genelgede, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran kanun kapsamında ilkokul, ortaokul ve lisenin bağımsız olması, ortaokulun ilkokul veya liseyle birlikte kurulmasının mümkün olabileceğini öne sürdü.

İTİRAZ OLMAZSA NAKİL YAPILACAK
Bakan Dinçer, şunları kaydetti:
“2011-2012 eğitim öğretim yılında 1, 2 ve 3. sınıfta olup 2012 Eylül ayı itibarıyla 2, 3 ve 4. sınıfta okuyacak öğrenciler bakımından, okumakta olduğu okul ortaokula dönüştürülmüş ve ilkokul olarak belirlenen okulun mesafesi fazla değilse ve velilerin de yoğun itirazı bulunmuyorsa, ilkokul olarak belirlenen okula nakilleri yapılacak, aksi halde bulundukları okullarda (mevcut binada) öğrenim görmeye devam edecekler. 2011-2012 eğitim öğretim yılında 5, 6 ve 7. sınıfta olup 2012 Eylül ayı itibarıyla 6, 7 ve 8. sınıfta okuyacak öğrenciler bakımından okumakta olduğu okul ilkokula dönüştürülmüş ve ortaokul olarak belirlenen okulun mesafesi fazla değilse ve velilerin de yoğun itirazı bulunmuyorsa, ortaokul olarak belirlenen okula nakilleri yapılacak, aksi halde bulundukları okullarda öğrenim görmeye devam edecekler.”

CHP 4+4+4'ü Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı
CHP’nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesiyle 4+4+4 yasası tartışmasında yeni bir sürece girildi. CHP Grup Başkanvekilleri Emine Ülker Tarhan ve Akif Hamzaçebi 6287 sayılı yasanın şekil bakımından iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.

Yasanın bazı maddelerin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Emine Ülker Tarhan  ''adeta sivil diktanın belgesi niteliğinde'' olduğunu kaydederken “Demokratik hukuk devletinde böyle vahim bir olayın tekrarını önlemenin tek yolu da Anayasa Mahkemesi'nin, hukuken sakatlanmış bir iradenin ürünü olan yasayı şekil yönünden iptal etmesidir” dedi.

Yeni eğitim sisteminin hem pedagojik hem de yasal olarak geçerli olmadığını Ankara, ODTÜ, Hacettepe, Boğaziçi, Ege Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden aldıkları görüşlerle destekleyen CHP’nin sunduğu iptal dilekçesinde okula başlama yaşının düşürülmesine dair hiçbir yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı belirtildi.

ÖĞRETMENLER SİSTEME HAZIR DEĞİL
Özellikle bu yıl 1. sınıfta okuyacak olan çocukların 60-84 ay arasında bulunacak olmalarını yasanın “farklı yaş gruplarının aynı mekanda bulunmamaları” yönündeki gerekçesiyle çeliştiğini söyleyen CHP, anasınıfı yaşındaki öğrencinin dersine sınıf, 5. sınıf öğrencisinin dersine ise branş öğretmeninin girmesinin doğru olmadığını belirterek bunun pedagojik yönden sakıncalı olduğuna dikkat çekti. Eğitim sisteminin yönetmeliklerle düzenlenmesinin Anayasa’nın 42. maddesinin 2. fıkrasına aykırı olduğunu belirten CHP, yeni eğitim sisteminin ekonomik alt yapısının yetersiz olduğunu da Anayasanın 65. Maddesinde yer alan “Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek, malî kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getirir” ifadelerine ters düştüğünü ifade etti.

Dilekçesinde zorunlu din dersleri ve İmam Hatip okullarına ilişkin de, amacın dindar nesil yetiştirme projelerinin ilk ayağı olduğuna vurgu yapan CHP, somut işlem çağında olan 9-10 yaşlarındaki çocuklara analitik düşünme biçimi yerine dogmatik düşünme biçiminin dayatıldığını dile getirdi. “Ayrıca bu derslerin öğrenilmesi asgari düzeyde Arapça anlamayı gerektirmektedir ki, bu yaştaki bir çocuktan Arapça dilini bilmesi beklenemeyeceğinden ve beklenmesi de üzerinde ağır bir baskı yaratacağından yasa, rasyonel eğitim anlayışına ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi yoluyla, Anayasanın 90. maddesine aykırıdır” diyen CHP, bu derslerin çocuğun koşullandırılmasına dayandığını da dilekçesine ekledi.ESRA KOÇAK/ANKARA

'Okulumuzu alana kadar eylemlerimiz sürecek'
İstanbul Şişli'de bulunan 19 Mayıs İlköğretim Okulu bahçesinde toplanan öğrenci velileri, öğretmenler ve öğrenciler okul bahçesinden başlayan ve okul etrafında yapılan bir yürüyüşle okullarının İmam Hatip Lisesi'ne çevrilmesine karşı çıktıklarını açıkladılar. ''Okuluma Dokunma'' diyen öğrenci ve öğretmenler, başka bir okula gitmek istemediklerini söylediler. Okulun Zihinsel Engelliler öğretmeni Hatice Allahverdi, okul önünde yapılan basın açıklamasında; ''Yarım asırdır mahallemizde hizmet veren okulumuzu tasfiye etmek istiyorlar'' dedi. Şişli 19 Mayıs İlköğretim Okulu öğretmenleri, ''eğitimde söz hakkı almak için her türlü mücadeleyi vereceğiz, bu bizim ilk eylemimiz ama son eylemimiz olmayacak, okulumuzu alana kadar eylemlerimiz devam edecek, gerekirse Ankara'ya da gideceğiz'' sözleriyle eylemlerini sonlandırdı. GİZEM UYSAL/İSTANBUL

Eğitim Sen`den Erdoğan ve Dinçer hakkında suç duyurusu

EĞİTİM Sen, Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı hakkında suç duyurusunda bulunarak öğretmenlerin şiddet odağı haline getirilmesini protesto etti. Dün, Ankara Adliye Sarayı önünde basın açıklaması yapan eğitim emekçileri adına basın açıklamasını Eğitim Sen Başkanı Ünsal Yıldız okudu ve  “Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’nın eğitimde yaşanan sorunları çözmek yerine eğitim ve bilim emekçilerinin emeğini aşağılamasın” dedi. “Uludere Katliamı’nda hayatını kaybeden çocuklar eğer yaşasalardı bugün karne alacaklardı” diyen Yıldız, Başbakan Erdoğan’ı katliamın sorumlularını bulmak yerine olayı başka noktalara çekmekle suçladı. Eskişehir’de 3 yıl önce kaybolan ve hala somut bir haber alınamayan arkadaşları Mehmet Ali Ürkmez’e de değinen Yıldız hükümetin bu konuda yeterli araştırmayı yapmadığını ifade etti. Yıldız Başbakan ve Milli Eğitim Bakanı’nın eğitim emekçilerine yönelik olarak söylemiş oldukları aşağılayıcı ve hakaret dolu sözleri ve öğretmenlerin şiddetin olası hedefi haline getirme girişimlerine karşı suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. EFE CAN TAN-HELİN ŞAHİN/ANKARA

ÖSYM eğitimi ticarileştirmeye ve piyasalaştırmaya devam ediyor
Lise ve dershane öğrencileri, veliler, öğretmenler LYS’ye 2 hafta kala skandal bir değişiklik yapan ÖSYM’yi protesto etti. Grup adına konuşan Can Memiş, yürürlüğe konulan OBP sistemiyle eskiden uygulanan AOBP sistemindeki adaletsizliklerin artarak devam ettiğini belirterek “AOBP sistemine göre öğrencilerin puanlarının hesaplanmasında öğrenim gördüğü okullar etkiliydi, bu ortadan kaldırılarak AKP sistemi 4+4+4 zorunlu eğitim yasasıyla daha da meşru hale getirilen ticarileştirme ve piyasalaştırmanın bir adımıdır” dedi. Bu kararla not ve diploma satılan okullar, İmam Hatip Liseleri ve cemaat okulları için aldığını söyleyen Memiş, demokratik, bilimsel, anadilde ve cinsiyetçi olmayan sömürüsüz bir eğitim talep ettiklerini belirtti. 

KİM NE DEDİ?
EĞİTİM Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız: “Okullardaki dönüşümler yoksulların her yerde olduğu gibi burada da dışlandığını gösteriyor. Milli Eğitim Bakanı’nın yayınladığı genelgede, 'Velilerden çok tepki gelmezse dönüştürün' şeklinde bir ibare var. Bu da aslında yaptıklarının yanlış olduğunu fakat  bir tepkiyle karşılaşmazlarsa yollarına devam edeceklerini kabul etmeleri olarak yorumlanmalı. Eğitim emekçileri açısından değerlendirirsek, dönüşümden kaynaklı olarak binbir zorlukla kurduğu düzenini bozarak başka bir bölgeye tayin edilecek. AKP’nin ‘ben yaptım oldu’ anlayışı her yerde olduğu gibi bu konuda da çok açık".

ÖV-Der İzmir Şube Başkanı Orhan Yüce: “İktidarın geleceğe dönük hedeflerinin çocuklarımız üzerinde deneme-yanılma yöntemiyle sonuca gitmeye çalışmasının ürünü olarak bugün ilköğretim okulları kapatılıyor ve yerine İmam Hatip ortaokulları açılıyor. 5,5 yaşındaki bir çocuğun okula gönderilmesi ve çok küçük yaşta meslek seçimine yönlendirilmesi, çocukların okullardan uzaklaştırılarak iktidarın istediği zararsız bireylere dönüşmesini hedefliyor. Her yıl 1,5 milyon öğrenci okullara kayıt yaptırırken, yeni sistemle beraber 2 milyonun üzerinde çocuk okullara kayıt yaptıracak. Zaten altyapı olarak yetersiz olan okullar, bu düzenlemeyle beraber iyice yetersiz kalacak”.

Ünal Özmen: “Maddi olanakları yüksek bölgelerde devlet okullarını öğrenci velileri finanse ediyor. Bu veliler maddi katkı sunmaları nedeniyle okulları kendilerine ait hissettikleri için kimseye sorulmadan okulların İmam Hatiplere dönüştürülmesine tepkili.

Hiçbir hazırlık yapılmadan İmam Hatipler'e dönüştürülen okulların daha çok ilk eğitimi veren okullara göre donanım farkı bir başka sorun olarak göze çarpıyor. İmam Hatipler'i tercih eden öğrencilerin karşısında altyapı eksikliği sorunu olacak".