Kıdem Tazminatı Fonu yasalaşırsa en önemli kriter fona ödenecek prim oranı olacak. Şu an her 12 aya bir aylık kıdem alınmakta. Bu da yüzde 8.33'lük orana isabet eder. Fon için prim oranı tartışması ise yüzde 3 ile yüzde 4 üzerinden sürdürülmekte.
Türkiye'de bir klasik haline gelmiş olan "kıdem tazminatı" uygulaması, gerek IMF ve OECD gibi uluslararası sermaye kuruluşlarının, gerekse TÜSİAD ve TİSK gibi işveren kuruluşlarının baskısıyla ortadan kaldırılıp yerine "kıdem tazminatı fonu" uygulaması getirilmeye çalışılıyor.
HALEN AYLIK YÜZDE 8.33 ORANI VAR
Şimdiki kıdem tazminatı ödemesi 1475 Sayılı İş Kanunu'nun 14'üncü maddesine göre çalışanın her bir yılı (12 ayı) için bir aylık brüt maaş tutarında yapılmaktadır. Bu da yüzdesel olarak yüzde 8.33 oranına tekabül etmektedir. Yani, işveren kendisi işçileri için bir kıdem tazminatı fonu oluşturacak olsa ileride ödeme güçlüğüne düşmemek adına her ay brüt ücretlerin yüzde 8.33 ü kadar para ayırması gerekir.
TASARIDA YÜZDE 3-4 TARTIŞMASI
Henüz tasarı halindeki "Kıdem Tazminatı Fonu" uygulamasında ise düşünülen oran yüzde 3 ile yüzde 4 arasında gidip gelmektedir. Tasarı bu şekilde yasalaşırsa bir yıl için alınacak rakam düşmüş olacaktır. Düşüşün rakamları da aşağıdaki tablodan daha net görülecektir.
Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, kıdem tazminatı fonunda aylık prim kesintisi yüzde 3 olursa aylık 2000 lira brüt ücreti olan bir işçinin yıllık kıdemi tazminatı kaybı 1280 liradır. 10 yıllık kaybı ise 12 bin 800 liradır. Yüzde 4 oranı tercih edilirse bu defa aylık kayıp 1040 lira, 10 yıllık kayıp da 10 bin 400 lira olacaktır.
Şimdi "Aylık kesintiler her ay yatırım araçlarında değerlenecek, o sebeple kayıp olmaz" gibi açıklamalar yapacak olanlara, "kıdeme esas brüt ücretin sabit olmadığını, her zam geldiğinde arttığını" hatırlatarak cevap vermek yerinde olur.
Mesela, 10 yıl önceki brüt ücretinizi düşünün ve ona göre hesaplama yapın; sonra 10 yıl sonraki aylık brüt ücretinizi düşünün ve ona göre tekrar hesaplama yapın.
Yeni getirilecek sistemde en büyük kaybı ise kayıtdışı çalışanlar yaşayacak. Zira, gerçek ücreti çok daha fazla olduğu halde asgari ücretten gösterilenlerin, hatta hiç sigortalı olmayanların gerçekte bu sistemle alacakları kıdem tazminatı ile fonun kurulmasından sonra alacakları kıdem tazminatı arasında kıyas kabul etmez fark olacaktır.
Şu anda kişiler kayıtdışı olsa bile kıdem tazminatı ödemesi konu edildiğinde işveren davalarla ve SGK cezalarıyla karşılaşmamak adına kıdem tazminatını gerçek rakamlardan işçiye öderken, fondan sonra parayı fon ödeyeceği için işveren "Git paranı fondan al" diyecektir.
KIDEM ALMA HALLERİ AZALACAK
Halen geçerli olan 1475 Sayılı İş Kanunu' nun 14 üncü maddesine göre, 4857 Sayılı İş Kanunu gereğince çalışanlar 7 hal ve şartta işverenlerinden bir brüt maaşları tutarında kıdem tazminatı alabiliyorlar. Bunlar;
1. İşveren tarafından haklı bir sebep olmadan işten çıkartılırsa.
2. İşçi haklı bir sebeple işi bırakırsa.
3. Erkek çalışanlar askerlik için işi bırakırsa.
4. Emekli olma amacıyla işçi işi bırakırsa.
5. Emeklilikte diğer şartları tamamlayıp tamamlaması gereken yaşı evinde geçirmek isteyen işçi işi bırakırsa.
6- Kadın işçi evlendikten sonraki bir yıl içinde işi bırakırsa.
7- İşçinin ölmesi halinde.
FON GELİRSE
Şayet fon gelirse ve Avusturya modeli seçilirse,
a) Emeklilik anında,
b) İşten çıkıp en az beş yıl yeniden iş aramazsa,
ç) İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçıları kıdem tazminatına hak kazanacaklar.
Görüldüğü üzere, erkeklerin askere giderken, kadınların evlendikten sonraki bir yıl içinde işini bırakması hallerinde kıdem tazminatı ödenmesine son verileceği gibi işçinin işveren tarafından işten çıkarılması veya işçinin haklı sebeple işin bırakması hallerinde de kıdem tazminatı ödenmeyecek. Öte yandan emeklilikte yaş hariç (15 yılı ve 3600 günü olanlar) diğer şartları taşıyanların emekliliklerini evlerinde beklemek üzere işlerinden ayrıldıklarında da kıdem tazminatı ödenmeyecek.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname