MEB'de işler ne zaman yoluna girecek

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer gibi kimisi devrim dedi devamını bekledi kimisi ise eleştirdi, endişeye ve gelecek kaygısına kapıldı.

Bazı sorunlar son yıllarda bir şekilde çözümlendi denilirken ve kalan sorunların çözümü beklenirken durağan bir döneme girildi. İşler aylardır adeta durma noktasına geldi.

En önemli değişiklik Teşkilat yasasıyla yapıldı. Teşkilat yasası ile taşlar yerinden oylandı bürokratlar bir anda hallaç pamuğu gibi dağıtıldı. Üst düzey bürokratlar görevden alınırken alt kademelerde bulunan okul müdürleri soruşturmalara sürüklendi. Öğretmenler rotasyonla kaygılandırıldı derken geçen zaman diliminde gözle görülür elle tutulur bir icraata imza atılamadı.

Kanun hükmünde kararnameyle beraber geleceğinden kaygılı bürokratla iş yapamaz oldu. Açıklama dahi yapamaz oldular. Şimdi kadrolar bir bir dolduruluyor gelenlerin oryantasyonu beklenecek. Bu zaman dilimi de kayıp olarak karşımızda gelecek.

Birçok mevzuat KHK’ya uyarlanamadı. 657’deki değişiklikler yansıtılamadı. Her telden çalanlar ortaya çıktı.

Yöneticilik sınavı yapıldı hemen atama yapmaya kalkanlar oldu ellerinde patladı. Ocak, Şubat’ta yapın talimatı yayımlandı. Ocak şubat geldi herkes bekleyişe geçmişken bazı iller duyuruya çıktı bazıları ise beklemekte üstelik neyin bekleyişinde olunduğu bilinmeden.

Bir örnek verelim.

Bir il müdürlüğü bakanlıkta yönetici atama ile ilgili görüş soracak birilerini arıyor ve en sonunda buluyorlar muhatapsızlık ortamında. Duyuruya çıkalım mı diye soruyorlar ve cevap: “ çıkın da diyemiyoruz çıkmayın da” şeklinde oluyor.

Düşünün ki bir İl Müdürlüğü kendine muhatap bulamıyor bulduğunda da cevap alamıyor. Bazıları MEB’de güzel şeyler oluyor dese de maalesef işin iç yüzü böyle değil. Görevlendirmeler iptal oldu diye sevinenler gelecekte aynı kişileri asaleten görmeye yada başkaca görevlendirmelere kendilerini şimdiden hazırlasınlar..

Teşkilat yasası değişti tarihi adım atıldı diyenler uygulamalar başladığında bu sözlerini bir kez daha hatırlasınlar...

MEB’de işlerin bir an önce yoluna girmesi ve hümanist, katılımcı yaklaşımların bertaraf edilmemesi, ben yaptım oldu, dediğim dedik yaklaşımının arttırılmaması ümidiyle…