'Saptanamazdı' diyorum zira artık bu süreler de aynı SSK'lılar da olduğu gibi ay ay hizmet dökümü şeklinde görülebilecek.
Tebliğ yayımlandı
Bu konuyla ilgili; "5510 Sayılı Kanunun 4 üncü Maddesinin Birinci Fıkrasının (C) Bendi Kapsamında Sigortalı Sayılanların Hizmet Bilgilerinin Elektronik Ortama Aktarılması Hakkında Tebliğ" yayınlandı. Bu düzenleme sonucu; 1.10.2008 öncesi ve sonrası memur olanların hepsinin hizmet başlangıcından itibaren hizmet belgesinin düzenlenmesine esas olan tüm bilgileri, kamu idareleri tarafından Kuruma internet ortamında gönderilecektir... Bu şekilde hizmet sürelerinin gönderilmesi "Hizmet Takip Programı" çerçevesinde yapılacak. Programın ismi; HİTAP Buna göre;
Yazışmasız emeklilik
Kamu idareleri tarafından internet üzerinden gönderilen bilgiler esas alınarak;
a) Sigortalıların hizmet borçlanma (askerlik, yedek subay okul süresi, avukatlık stajı, doktora ve benzeri) dilekçelerinin Kuruma intikalinden sonra borçlanma tahakkuklarının elektronik ortamda yapılması ve borçlanma fişlerinin ilgili kamu idaresine internet üzerinden iletilerek borçlanma işlemlerinin sonuçlandırılması,
b) Görevden ayrılan sigortalıların Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamında çalışmaya başlamaları durumunda, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında geçen hizmetlerinin elektronik ortamda sosyal güvenlik il müdürlüklerine/merkezlerine bildirilmesi,
c) Sigortalıların hizmet belgesinde yer alan hizmet süreleri, borçlanılan süreleri, diğer statülerde geçen hizmet süreleri (prim ödeme gün sayısı), fiili hizmet süresi zammı ile Kanunun 28 inci maddesi uyarınca başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malzl çocuğu bulunan kadın sigortalıların fiili hizmetine eklenen prim ödeme gün sayıları dikkate alınarak toplam hizmet süresi ile emekli olabilecekleri yaş ve/veya tarihin tespiti,
ç) Emekliye sevk edilen sigortalıların elektronik imza ile onaylı emeklilik belgesine göre emekli aylığı bağlanması, işlemleri yapılacak.
'Satışlarım azaldı' diye işten işçi çıkarılabilir mi?
SORU: Muhasebecisi olduğum bir mükellefim bir işçisini işlerinin kötü gittiğini öne sürerek işten çıkarmak istiyor. Bu şekilde işten çıkarma geçerli bir neden midir? (Adem Yavuz-Sakarya)
CEVAP: Ekonomik nedenlerle işçinin işten çıkarılmasındaki gerekçelerin göstergeler ve istatistikler ispat edilir ve işçinin maliyetinin katlanılamaz noktada olduğunun ispatı gerekir. Zira bu konuyla ilgili Yargıtayca verilmiş bir kararda Yargıtay, "Satışlarım azaldı" diye işçi çıkaran şirketi haksız buldu. Yüksek Mahkeme kârı arttığı için işçinin geri alınmasına karar verdi. İş sözleşmesinin işveren tarafından geçerli neden olmadan ve sendikal nedenle feshedildiğini belirten bir işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi talebiyle iş mahkemesinde dava açtı. İşveren vekili, mahkemeye sunduğu savunmada, işçinin iş sözleşmesinin, iş yerinde "iş daralması ve ekonomik nedenlerle feshedildiğini, feshin işletme ve iş yeri gereklerinden kaynaklandığını, davanın reddi gerektiğini" ifade etti.
Yerel mahkeme, "işverenin imal ettiği zincir imalatında sipariş azalması yaşandığı, üretim faaliyeti nedeniyle işverenin zarar ettiği ve yeni işçi alımı yapmadığı, fazla mesaileri kaldırdığı, işçi çıkarmada sendikal nedenin kanıtlanamadığı, iş daralması ve ekonomik nedenlerle oluşan iş gücü fazlalığının işten çıkarmayı geçerli nedene dayandırdığı" görüşüyle davanın reddine karar verdi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne geldi. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, davaya ilişkin kararında, işverenin, işçi çıkarmaya gerekçe gösterilen "istihdamı engelleyen zorlayıcı nedeni" kanıtlaması gerektiğini vurguladı. Daire, işverenin mali kayıtlarını inceleyen ve mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişinin, "2006 yılına göre 2007'de satışlarda yüzde 12, maliyetlerde yüzde 16 azalma olmasına rağmen şirketin yüzde 17 kar artışı gösterdiği, kar ettiği, fesih dışında diğer bir önlem alınmadığı, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı" tespitinde bulunduğuna dikkati çekti.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kararında şöyle denildi: "Davalı işveren, istihdamı engelleyen nedeni kanıtlamış değildir. Kaldı ki davalı işveren istihdam fazlalığı ile feshin kaçınılmaz olduğunu da ispat edememiştir. Feshin geçerli nedene dayanmadığı sabittir. Davalı iş yerinde halen çalışan sendika üyesi işçiler bulunması ve somut olarak sendikal nedenin davacı tarafından kanıtlanamaması karşısında, davacının sendikal neden iddiası yerinde görülmemiştir. Bu değerlendirmeler sonunda, yerel mahkemenin kararını bozan daire, işçinin iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesini kararlaştırdı.