Bugünlerde internette, sağlık konusundaki haberlerde ve yayınlarda ‘Diyabezite’ terimi geçmeye başlamıştır. Diyabezite terimi, ilk kez ‘Dr. Francine Kaufman tarafından bulunmuştur.
Salgın boyutlarına ulaşmış bulunan diyabet, obezite, insülin direnci ve metabolik sendromun tümü de aslında, şimdilerde yeni bir terim olarak kullanılan ‘Diyabezite’ probleminden kaynaklanmaktadır. Diyabezite, hafif kan şekeri dengesizliğinden tam gelişmiş Tip 2 diyabete kadar değişen metabolik dengesizlik ve hastalıklardan oluşan bir tıbbi durumdur. İster az miktarda fazla kilonuz olsun, isterse de insülin direnci hatta Tip 2 diyabet tanısı konsun, bu tıbbi durumların tümünde temel olarak altta yatan nedenler aynıdır. Diyabezite temel olarak, ciddi şekilde fazla kilolarından dolayı Tip 2 diyabete yakalanan ve sayıları her geçen gün artan hastalarla ilgili tıbbi durumu açıklamak için kullanılmaktadır. Bu terim aynı zamanda kilolu olmadıkları halde insülin dirençleri olan ve metabolizmaları ‘obez’ gibi davranan kişiler için de kullanılmaktadır.
Ne yazık ki, küresel bir salgın haline gelmekte olan Diyabezite, hastalık ve erken ölümlere yol açmaktadır. Yalnızca Avrupa’dan gelen verilere bakıldığında; Avrupa’da 2010 yılı itibariyle yaklaşık 33 milyon yetişkinde Tip 2 diyabetin ana risk faktörü olarak kabul edilen obezite problemi vardır. Avrupa Birliği’nde Tip 2 diyabetin yıllık maliyeti 15 milyar Eurodur. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Amerikalıların en az üçte biri (bazı kaynaklara göre ise üçte ikisi) kilolarını sağlıklı sınırlarda tutmada başarısız olmaktadır. Obezite, Tip 2 diyabetin ana risk faktörüdür ve şu anda 20 milyondan fazla Amerikalının diyabetik olduğu, bunların üçte birinin ise hastalıktan habersiz oldukları tahmin edilmektedir. Geçmişte orta yaştaki büyüklerimizde gördüğümüz diyabet, bugün okula giden çocuklarda görülmektedir. Bu çocuklar ise genel olarak fazla kiloludur. Obezite ile diyabet başbaşa gittiklerinden, bu sağlık krizini tanımlamak için yeni bir terim bulunmuştur; “DİYABEZİTE SALGINI”.
Obezite ile Tip 2 Diyabet arasındaki ilişki nedir?
Araştırmalar, pek çok obezite cerrahının ve diğer tıbbi uzmanların başından beri kuşkulandıkları şeyi doğrulamaktadır. Karın bölgesinde fazla yağ bulunması, karaciğerdeki yağı artırarak insülin direncine neden olmaktadır. Özellikle karın bölgesinde fazla kilonun bulunması diyabetik olma riski arasında güçlü bir bağlantı vardır.
İyi haber ise, Mide Bandı (Kelepçe), Gastrik Bypass ve Tüp Mide gibi obezite cerrahisi seçeneklerinin, Tip 2 diyabet ile kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve uyku apnesi gibi diğer tıbbi kondisyonların iyileştirilmesinde çarpıcı sonuçlar oluşturabilmesidir. Obezite ameliyatı geçiren hastaların %90’ında Tip 2 diyabetlerinde iyileşme görülmüş, binlerce hasta da aynı zamanda diyabet ilaçlarını ya azaltmış ya da tamamen bırakmıştır.
Diyabezitenin nedeni nedir?
Basit bir şekilde ifade etmek gerekirse bu hastalıklar gerçekte, beslenme tercihlerimizin, etkinlik/egzersiz eksikliğimizin ve günlük yaşantımızda toksinlere maruz kalmamızın bir sonucudur. Diğer bir deyişle uygun yaşam tarzı seçimiyle büyük bir oranda önlenebilmektedirler ve çoğu durumda geri döndürülebilmektedir. Diyabet, obezite ve metabolik sendromun tümü de aynı tedaviyi gerektirmektedir. Önemli olan, bu yolda hızlı bir şekilde harekete geçmenizdir.
Tip 2 diyabetiniz ya da yüksek kan şekeriniz ve insülin direnciniz mi var? Kilo kaybı ameliyatı size daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sağlayabilir.
Doç. Dr. Halil Coşkun
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname