Reflü tedavisinde 4 yöntem bulunmaktadır. Bu yöntemler Reflü'nün şiddetine ve ilerlemesine göre doktorunuz tarafından belirlenmelidir. Yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi ve endoskopik tedavi tip ve evrelerine göre hastalığın iyileştirilmesini sağlayan yöntemlerdir.
Asit baskılayıcı ilaç tedavisi, mide içindeki asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarının düşmesini sağlar. Buna karşın ilaç tedavisi, safra reflüsü (alkali reflüsü) üzerinde etkili değildir. İlaç tedavisine rağmen safra yukarı çıkmaya devam eder ve yemek borusunu tahriş eder. Bu nedenle ilaç tedavisi sırasında bile yemek borusu tahrişi devam edebilir.
Reflü yakınması olan insanlarda başlangıçta mutlaka uygulanan ilaç tedavisi, reflü şikayeti olan insanların %80'ini rahatlatmakla birlikte reflünün kökeni olan mekanik bozukluğu ortadan kaldırmamakta ve tamamen tedavi etmemektedir. Bu nedenle ilaç tedavisini bırakan reflü hastalarının %90'ında aynı yakınmalar kısa süre içinde tekrar başlamaktadır.
İlaç tedavisinde 3 farklı yöntem bulunmaktadır;
PROTON POMPA BASKILAYICI İLAÇ TEDAVİSİ
Bu tür ilaçlar Proton pompa inhibitörleri olarak adlandırılır. Proton pompa baskılayıcı tedavi, midenin asit salgılama miktarını kontrol altına alır ve yukarı doğru çıkan mide asit miktarını duşürür.
ALJENİK ASİT İÇEREN İLAÇ TEDAVİSİ
Aljenik ilaç tedavisiyle yemek borusunun yüzeyi kaplanarak mide asidinin etkisi azaltılır. Bu tedavi yönteminde yemek borusu ilaç tarafından yüzeysel olarak sıvanır. Böylece yukarı çıkan asidin yemek borusu hücreleriyle karşılaşması en aza indirgenir ve tahriş azaltılır.
PROKİNETİK İLAÇ TEDAVİSİ
Prokinetik ajandalar yan etkilerinden dolayı en az tercih edilen ilaç tedavi yöntemidir. Bu tedavi, yemek borusu hareketini düzenleyerek yukarı doğru reflü olan sıvının tekrar aşağı doğru itilmesini kolaylaştırır.
Cerrahi Tedavi
Reflü, özellikle de mide fıtığıyla birlikte olduğu zaman insanın yaşam kalitesini çok etkiler. Cerrahi tedavi, gastroöfasigal reflü hastalığının mekanik kökenini ortadan kaldıran tek tedavi yöntemidir. Gerçek anlamda tedavi sadece cerrahi yöntemle sağlanabilmektedir. 10 yıllık dönemde yapılan prospektif randomize kontrollü çalışmalar, cerrahi tedavilerin %93'ün üzerinde kesin başarılı olduğunu göstermektedir. Cerrahi tedaviyi tercih eden hastaların %93'ünde hiç bir şikayet belirtilmemiş ve ilaç kullanımına gerek olmamıştır. Cerrahi tedavide başarı oranı cerrahi ekibin bu konudaki deneyim ve uzmanlığıyla doğrudan ilintilidir.
Tıbbi tedavinin başarılı olmadığı, agır özafajitli, 4 santimden büyük mide fıtığı olanlarda
Uzun dönem ya da yaşam boyu ilaç kullanmak istemeyen genç hastalarda
İlaç tedavisinden sonra da hastanın yakınmaları devam ediyorsa
Tedavilere rağmen, kronik öksürük, ses kısıklığı, astım ve kronik boğaz ağrısı şikayetleri geçmeyen hastalarda
Yemek borusunda hücresel değişime varan tahrişler görülmekte ise (Barrett Ösofagus)
Yaşam tarzı değişikliklerinin yaratacağı endişeler, ilaç tedavisinin süresi ve maliyeti göz önüne alınarak
cerrahi tedavi düşünülmelidir.
Laparoskopik Cerrahi Tedavi
Laparoskopik Nissen ameliyatı ilk kez 1990 lı yılların başında Dr.Dallemagne tarafından uygulanmıştır.Çok uzun süredir reflü sağaltımında uygulanan Nissen ameliyatının teknik olarak aynısı olmakla birlikte laparoskopik olarak yapılması hastaya büyük kazanımlar getirmiş , ameliyat sonrası iyileşme süresini çok kısaltmış , ağrıyı çok azaltmış ve işe ve olağan yaşama dönüşü hızlandırmıştır.
Uzun dönemde açık ameliyata göre; deneyimli bir ekip yaptığı sürece, sonuçların daha da iyi olması laparoskopik Nissen tekniğini kronik reflü sağaltımında " altın standart " haline getirmiştir
Laparoskopik ameliyat karından yapılan ancak karın kesilmeden, 0.5 ve 1 sm lik küçük noktalardan girilerek yapılan bir tekniktir. 5 yada 4 adet port (giriş deliği) kullanılarak bu ameliyat için özel üretilmiş cerrahi aletler ile ugulanır..Eğer mide fıtığı (hiatus fıtığı ) var ise öncelikle fıtık onarımı yapılır.Fıtığın büyüklüğüne ve hastanın özelliklerine göre değişmekle birlikte ekibimiz hemen her hastada nüks riskini azaltmak için yama ( mesh ) de kullanmaktadır.
Sonrasında ameliyat öncesi yapılan incelemeler ışığında hastaya özel bir anti reflü düzenek oluşturulur.Fundoplikasyon işlemi olarak adlandırılan bu aşamada çoğu kez 360 , nadiren 270 derecelik bir kapak düzeneği oluşturulur.Böylece yemek borusunun ileri doğru olan dalga hareketi ile gıdalar mide içine itilir ancak geri kaçış engellenir.
Laparoskopik reflü ameliyatlarında Dr.L.Eminoğlu ekibinin ortalama süresi 35-40 dakikadır.Sonrasında hasta uyandırılır ve yaklaşık 30 dk. İçinde odasına alınır.6 saat sonra odasında yürütülür ve geceyi hastanede geçirir.1. gün sabah hafif bir kahvaltı sonrasında evine gidebilir durumdadır.
Evine gittiğinde yürüyebilir ve kendi işini yapabilir halde olan hasta 1 hafta boyunca sıvı ve yumuşak gıda tüketir.Hastalarımızın yaklaşık % 75 inde 2. gün sonrasında ağrı kesici gereksinimi olmamaktadır.7. günde olağan görüşme yapılır ve yara pansumanları açılır.sonrasında diyet biraz daha açılır ve 2. hafta sonunda iyi çiğnemek ve yavaş yemek dışında bir kısıtlama kalmaz.
Avrupa Laparoskopik Cerrahi Derneği (EAES), Laparoskopik Nissen ameliyatında başarıyı 2 koşula bağlamaktadır Bunlardan birincisi ameliyat öncesi değerlendirmelerle uygun hastanın seçilmesi, ikincisi ise cerrahın ve ekibinin bu konuda ki deneyimidir.Yayınlanan büyük serilerin hemen hepsinde Lap.Nissen ameliyatının başarı oranı % 90 ın üzerindedir.
850 yi aşan serisi ile Op. Dr. Levent Eminoğlu laparoskopik reflü cerrahisi konusunda ülkemizin en deneyimli cerrahlarından biridir.
Endoskopik Reflü Tedavisi
Endoskopik reflü tedavisi en yeni tedavi yöntemidir. Endoskopik tedavi, ağızdan girilerek uygulanan ameliyatsız bir tedavi yontemidir. Özellikle cerrahi tedaviye sıcak bakmayan reflü hastlarında uygulanan endoskopik tedavi yonteminin bazı sınırlamaları vardır;
* 18 yaşından küçük hastalara
* Gebe hastalara
* 2 cm. üzerınde mide fıtığı olan hastalara
* Yemek borusu ileri derecede tahriş olan hastalara (Grade 3-4)
* Yemek borusunda hücresel değişime varan tahriş bulunan hastalara
* Akalazyası olan hastalara
Endoskopik reflü tedavisi önerilmez.
Gatekeeper endocinch ve enteryx başarısız ve /veya kabul edilemez yan etkiler nedeni ile terk edildi.Stretta yöntemi ise hem beklenen başarıyı yakalayamadı hem de ürertici firmanın geleceği belirsiz.Son beş yılda geliştirilen yöntemler içinde Plicator teknolojisi etkinliği ile ön plana çıktı.
Plicator Türkiyede ilk kez Kadıköy Şifa Hastanesi Reflü Merkezinde Dr.Levent Eminoğlu tarafından uygulandı.
Plicator nedir?
Plicator aslında uzun süredir kronik reflünün kalıcı sağıltımında altın standart olan laparoskopik cerrahide yapılan onarımı daha az girişimsel bir yöntem olan endoskopi yolu ile taklit etmek esasına dayanıyor.
2007 yılında 5 yıllık sonuçları açıklanan ve 5 yıl sonunda antireflü etkinliğini koruduğu ortaya kondu.Endoskopik olarak yapılan kontrol sonrasında Plicator cihazı ile girilerek mide kapak mekanizmasında ki yapısal bozukluk mide içinden konulan bir yada iki dikiş ile onarılıyor.
İşlem nasıl uygulanıyor?
Plicator işlemi sırasında genel anestezi gerekmiyor.Bilinçli sedasyon denilen hastanın işlem sırasında bir şey hissetmediği ve hatırlamadığı, sonrasında 20 dakikalık dinlenme ile uyandığı bir yöntem kullanılıyor.Hasta işlen sonrasında 2-3 saat dinlendiriliyor.sonrasında evine gönderilen hasta 24 saat boyunca sıvı diyet uyguluyor .sonraki 48 saat püre kıvamında yiyecekler alıyor ve sonrasında kademeli olarak normal gıdaya geçiliyor.İşlemden bir gün sonra hasta olağan günlük yaşamına dönebiliyor.İşlem sonrasında birkaç gün içinde kendiliğinden geçmek üzere boğaz ağrısı (% 21) karında şişkinlik (%11) göğüste ağrı (%9) omuz ağrısı (%5) bulantı (%3) görülebiliyor.Bu etkilerin olmaması için ilaç önlemleri düzenleniyor.
Kimlere yapılabilir?
Plicator işlemi
1) Uzun süredir reflüsü olan, ilaç ile rahatlayan ancak yakınmaları tekrar eden, uzun süre ilaca bağımlı olmak istemeyen
2) Mide fıtığı en fazla 3 cm olan
3) İleri evre (evre 3-4 ) yemek borusu hasarı gelişmemiş olan
4) Barrett ösofagus denilen hücresel değişim olmamış olan
5) 18 yaşından büyük hastalarda uygundur.
Başarısı nedir?
Plicator uygulamasının 5 yıllık sonuçları işlemin etkinliğini beş yıl sonunda da koruduğunu ve yaklaşık % 70 başarı sağladığını ve koruduğunu göteriyor.Amerikan ilaç ve gıda dairesinin(FDA) 2 dikiş konulmasına izin vermesinin ardından bu başarını % 80 düzeyinde olması bekleniyor.
Geri döşümsüz müdür?
Plicator yöntemi yine endoskopik olarak geri döndürülebilir bir yöntemdir. Ayrıca, ilerleyen dönemlerde gereksinim olması durumunda önceden Plicator işlemi yapılmış olan hastalara Laparoskopik Nissen operasyonu güvenle uygulanabilir.