Eskiyle yeni dönem arasında en çarpıcı farklardan biri muayene parası.
Eskiden 1.5 liraydı: 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu çıkıncaya kadar muayene ücretimiz, 20 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımı kadardı. Bugün için bu rakam 20x0.076998= 1.5 lira. (506 sayılı Kanun’un ek 3. maddesine göre; 06.08.1992 tarih ve 92/3337 sayılı BKK ile 01.10.1992 tarihinden itibaren 20 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktar olarak belirlenmiştir.)
Şimdi en az 8, en çok 70 lira: GSS gereğince kamu hastanelerine giderseniz 8 lira, özel hastanelere giderseniz 15 lira muayene ücreti ödüyorsunuz. Eskiden özel hastanelerde ilave ücret yoktu, şimdi yüzde 200 oranında olup en az 60 liradır. Yani özel hastaneye giden, hiç tetkik-tahlil yaptırmazsa 60 lira ilave ücret ile 15 lira muayene ücreti olmak üzere en az 75 lira öder. Yani, hayaldi gerçek oldu.
KUYRUK HASTANEDE DEĞİL ARTIK EVDE
Eskiden sabahın köründe hastaneye gidip sıra veya randevu alırdık, şimdi telefonla alıyoruz. Telefonla randevu almadan hastaneye gidemiyoruz. Mesela daha geçen gün basına yansıdı, bir vatandaşın şikâyeti üzerine Sağlık Bakanı da denedi ama telefonla randevu alamadı. Bu sebeple artık hastanede kuyruk yok ama evlerde telefon başında randevu almayı bekleyen kuyruklar var.
SAĞLIĞI DA PİYASALAŞTIRDIK
Yaptığımız sosyal güvenlik reformuyla sosyal güvenliği ikiye ayırdık. Biri “emeklilik”, diğeri “sağlık” diye. Direkt vatandaşın cebine para veren emeklilik sistemiyle oynayıp emekli aylıklarını düşürdük. Tam tersi olarak da vatandaş hastalandıkça para verdiğimiz sağlık yatırımcılarını ise sevindirdik. Yıllık kamu sağlık harcamamız 2002’de GSMH’nin yüzde ikisi kadarken şimdi yüzde 5’in üzerine çıkardık. 2011 yılında toplam sağlık harcamamız 260 milyar lirayı aştı. Bu arada hekimleri ve sağlık personelini de tıpkı işçiler gibi üretim bandının işçileri yaptık, ne kadar çok muayene ederlerse, ne kadar çok kesip biçerlerse o kadar para kazanıyoruz zannettirip sağlık yatırımcılarına para kazandırıyoruz.
HASTANEDE REHİN KALINMIYOR AMA
Evet gerçekten doğru; eskiden hastaneye parasız gider, tedavi olurdunuz ve tedavi sonrası para ödeyemezseniz sizi hastanede rehin tutarlardı. Artık rehin kalmıyoruz; çünkü provizyon sistemi var. Yani, daha hastaneye girmeden kimliğinizi istiyorlar ve TC kimlik numaranızla SGK’dan sorgulama yapıyorlar. Sorgulamadan, yani provizyondan olumlu sonuç çıkmazsa sizi hastaneye almıyorlar. Yani, hastanenin içine giremediğiniz için tedavi olamıyorsunuz ve artık rehin kalma şansınız da yok.
ESKİDEN REÇETE PARASI YOKTU
Eskiden eczaneden ilaç alırken, çalışanlar yüzde 20, emekliler yüzde 10 katkı payı öderdi, şimdi de aynısı. Ancak eskiden reçete başına 3 lira, reçetede 3’ten fazla ilaç yazılı ise her ilave ilaç için 1 lira reçete parası yoktu. Şimdi var.
SSK, baktığı 35 milyonluk nüfusa ilacı kendi eczanelerinde dağıtırdı. Toplu alım yaptığından ilaçları çok düşük fiyata mal ederdi. Mesela, etiket fiyatı 10 lira olan öksürük şurubunu toplu alım avantajıyla 1 liraya alırdı. Bir liraya aldığı ilacı çalışana yüzde 20 katkı payıyla 2 liraya satar, kâr ederdi. Şimdi aynı ilaca 10 lira veriyor. Bu sebeple 2002’de 4.3 milyar lira olan ilaç giderimiz, 2011 yılında 14 milyar liraya çıktı.
DEVLETİN TEK İLAÇ FABRİKASI KAPANDI
Ayrıca SSK’nın elinde 24 ilaç ruhsatı olan Bomonti İlaç Fabrikası vardı. Kendi ilacını kendisi üretir ve çok ucuza ilaç temin ederdi. Buna ilaveten diğer firmaların fiyat isteklerine karşı da (İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü’nde) çok güzel fiyat indirme işlevi görürdü. Bu ilaç fabrikasını satmak veya üretime devam ettirmek yerine kapatmayı tercih ettiler. Şimdi yerine çok güzel AVM yapıyorlar.