KESK Trabzon Şubeler Platformu, kamu çalışanlarına “toplu sözleşme”(!) olanağı sağlayacak yasa taslağının içeriğine yaptığı itirazları dile getirmek amacıyla geçen hafta PTT önünde bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, AKP hükümetinin hazırladığı bu toplu sözleşme yasa taslağının aslında toplu sözleşme hakkını içermediği, grevi yasakladığı, toplu görüşmelerin adının değiştirilerek toplu sözleşme diye kamu çalışanlarının gözünün boyandığı dile getirildi.
KESK’in bu açıklamalarını uzun yıllar hem Milli Eğitim’de hem de Eğitim Sen Trabzon Şubesi’nde yöneticilik yapan sevgili Fikret Aşçıoğlu hocamla birlikte dinledik.
Kamu çalışanlarının sürekli hak kayıpları yaşadıklarını ancak bunu fark edemediklerini, başlarına gelince de dövündüklerini anlatarak; örnek olarak eşinin tedavisi dolayısıyla kendisinin yaşadığı hak kayıplarını paylaştı Fikret Hocam.
1.derecenin 4.basamağında, 33 yıllık hizmeti bulunan Fikret Bey, önceden yasa gereği hastanede 1.sınıf oda ve hizmet hakkına sahipti.
Ankara’ya her sevkli gidişinde hem eşi hem de refakatçi olan kendisi için gerçek otobüs parası ve 30 TL civarında günlük yevmiye alıyordu.
Bu giderleri de belge karşılığında kurumundan hemen tahsil ediyordu.
Son olarak 14 Aralık’ta eşini Ankara’ya tedaviye götürüp, yeni yılda Trabzon’a döndüğünde çok şeylerin değiştiğini, nasıl bir hak kaybına uğradığını yaşayarak öğrenmiş.
Artık sağlıkta muhatabı kendi kurumu değil, Sosyal Güvenlik Kurumu olmuştu.
SGK, Ankara’ya bir kişinin otobüsle gidişine 39 TL, bir günlük yevmiyeye ise 12,5 TL veriyordu.
Hasta eşine tedavi olduğu günler yerine, gidiş-geliş karşılığı 2 yevmiye yeterli görülmüştü.
Fikret Hocam bu 12,5 TL ile Ankara’da bir otelde kalacak, günde üç öğün yemek yiyecek ve günlük ulaşım paralarını ödeyecekti.
Hastane ise tam anlamıyla bir Aziz Nesin klasiği haline getirilmişti.
Fikret Bey kadro derecesi gereğince 1.sınıf odaya yerleşmesi gereken hastası için, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne günlük 75 TL ödemek zorunda kalmış.
Ama en acıklısı hastası sıkılmasın diye kantinden kiraladığı televizyonun günlük kirası 5TL imiş.
Tv programlarına ayrıca bir ödeme yaptı mı onu soramadım.
Ankara’ya 39 TL otobüs ücretini yeterli bulan SGK, kamu yararı gereği bunu gerçekleştirebilen babayiğit firmaları da halka açıklamalıdır.
Böylelikle bugüne kadar otobüs firmalarından yediğimiz “kazıklardan” kurtulma şansını yakalarız belki.
Yine günlük 12,5 TL yevmiye ile barınma ve yemek ihtiyaçlarının formülünü de isteriz bu ücretleri tespit eden hazretlerden.
Fikret Aşçıoğlu hocam şimdi zorlu bir sınava daha hazırlandığını biliyordur.
Çünkü cebinden harcadığı paraları asla karşılayamayacak olsa da, SGK’nın lütfettiği paraları alması da ciddi bir maratonu gerektiriyor.
Önceden kendi kurumundan hemen alabildiği giderleri SGK kaç ayda ödeyecek bilmiyor kimse.
SGK ile alış veriş yapanların efsanelerine inansa Fikret Beyin kendisinin de hasta olması kuvvetle muhtemel.
Hiç kuşkunuz olmasın Fikret Hocamın yaşadığının kat kat fazlası, önümüzdeki yıllarda bütün toplumun canını yakacaktır.
2012 yılının ilk müjdesi SGK herkesi “kucaklayacak”(!) haberiydi.
Süslü laflara, nutuklara aldanmayın derim.
Özeti şu: hükümet SGK zarar ediyor diye sermaye ve rant kesimleri hariç herkesin elini taşın altına koyuyor.
İşsizler, yeşil kartlılar bile artık prim ödemeden sağlık hizmeti alamayacaklar.
Doktorların yazdığı 3 kutu ilaç için 3 TL, 3 kutudan sonra yazılacak her kutu ilaç için 1 TL, devlet hastanelerinde 8 TL, özel hastanelerde 15 TL, eczanelerde reçete toplamının yüzde 20‘si şimdiden hayırlı olsun.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname