SGK'yı dava edin, tek kuruş geri ödemezsiniz

2001 yılında SSK'dan emekli oldum. 2006'da da bir belediyeye başkan danışmanı sıfatıyla işe girdim. Belediyeye emekli olduğunu bildirdim. Onlar ise benim adıma her ay sosyal güvenlik destek primi ödedi. Ancak iki ay önce aylığım kesildi. Neden kesildiğini öğrenmek için Ankara'ya kadar gittim ama cevap bulamadım. Şimdi de SSK'dan bir yazı geldi. Benden 32 bin lira geri istiyorlar. "2006 yılından beridir gereksiz yere aylık almışsınız, geri ödeyin, faizi ise daha sonra hesaplanacak." diyorlar. Şimdi ne yapmalıyım? İsmi mahfuz

5335 sayılı kanunun 30. maddesine göre, nereden emekli olursa olsunlar kamuda veya kamuya ait bir işyerinde işe girenlerin emekli aylığı kesilmeksizin çalıştırılmaları yasaktır. Yani kamuda çalışanların sosyal güvenlik destek pirimi (SGDP) ödeyerek çalışma hakları yoktur. İş ya da emekli aylığından birini tercih etmek zorundalar. Ancak, burada sorun, sizin durumunuzda olanların aylıklarını kesme görevinin kime ait olduğudur.

Size düşen görev belediye yetkililerine emekli olduğunuzu bildirmektir. Belediye ise SSK'ya bir yazı yazıp emekli aylığınızı kestirmek zorundadır. SSK ise emekli aylığınızı kesip, belediyeye SGDP bildirimleri için 'hatalı' uyarısında bulunmalıdır. Siz üzerinize düşen görevi yapmış ve emekli olduğunuzu belediyeye bildirmişsiniz, belediye ise görevinin yarısını yapmış. Sizi emekli sıfatıyla resmî işyerinden SSK'ya SGDP ile bildirmiş ve her ay da primlerinizi ödemiş.

Görevini hiç yapmayan kurum ise SSK. Kurumun, kamu-resmî kurumlardan gelen SGDP bildirimlerini kabul etmeyip reddetmesi ve aylığınızı kesmesi gerekirdi. 3 yıl önce yapılması gereken şimdi yapılıyor. Zamanında görevini yapmayan SSK, sizi suçlu yerine koyuyor. Sonuç olarak siz, SSK aleyhine sebepsiz zenginleşmişsiniz.

Borçlar Kanunu'na göre; sebepsiz zenginleşen kimse iyi niyetli ise (ki bana göre siz iyi niyetlisiniz), aldığı bu paradan sadece elinde kalanını geri iade eder. Siz emeği ile çalışan biri olarak bu parayı biriktirmiş olamazsınız, hepsini zaten harcamışsınızdır. Bu sebeple SGK'ya bu parayı ödemek zorunda değilsiniz. Eğer kötü niyetli olarak sebepsiz zenginleşmiş olsaydınız, bu kere aldıklarınızın tamamını faizi ile birlikte geri ödemek zorundaydınız. İşte bu sebeple en kısa zamanda bir avukata gitmenizi ve SGK aleyhine dava açmanızı tavsiye ederim. Konuyla ilgili size Yargıtay kararları da veriyorum.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi

Esas: 2006/8715, Karar: 2006/12522,

Tarih: 10.10.2006
<ul>
<li>Emeklilik durumunun tespiti</li>
<li>Aylık kesme</li>
<li>Aylığı kesilmemiş kişileri çalıştırmama yükümlülüğü</li>
</ul>

Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; ...belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, ...ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar. (5335 s. kanun. m. 29, 30) (5277 s. 2005 Mali Yılı Bütçe K. m. 25/f)

5335 sayılı yasanın 30. maddesiyle aynı içerikli düzenlemenin getirildiği yönünün gözetilmemiş olmasının; 5277 ve 5335 sayılı yasalardaki düzenlemenin, "Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik veya yaşlılık aylığı alanlar bu aylıkları kesilmeksizin; ...belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, ...ortaklıklarda herhangi bir kadro, pozisyon veya görevde çalıştırılamaz ve görev yapamazlar." hükmünü içermesine ve yasal düzenlemenin Sosyal Sigortalar Kurumu'na aylık kesme yükümü getirmeyip, ilgili kuruluşlara aylığı kesilmemiş kişileri çalıştırmama yükümlülüğü öngörmüştür.

Yargıtay 10'uncu

Hukuk Dairesi

Esas: 2003/001057, Karar: 2003/001710, Tarih: 10.03.2003

[*] Fazla ödenen yaşlılık aylığının tahsili [*] İyi niyet

Kurumun hizmet süresini yanlış hesaplaması sonucu, fazla ödenen yaşlılık aylığını alan davalının; yaşlılık aylığı talebi sırasında ve sonrasında kötü niyetli olmaması ve yaşam koşullarına göre de ödenen yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda olup zor geçinen kimselerden olduğunun anlaşılması karşısında kurum davasının reddine karar verilmelidir. (818 s. BK. m. 63)

Borçlar Kanunu'nun 63. maddesine göre; sebepsiz zenginleşen kişinin, iade borcu ile yükümlü tutulabilmesi için kötü niyetli olduğunun kanıtlanması gerekir. Davacının iyi niyetli olduğunun kabulü asıldır. Davacının kötü niyetli olmadığı ve kurumu yanıltmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davalı kurumca davacının kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. Öte yandan, birçok Yargıtay kararında da belirtildiği gibi; iyi niyetle zenginleşen kimse, zenginleşmenin geri verilmesinden dolayı; zenginleşme hiç olmasaydı bulunacağı durumdan daha kötü duruma düşürülemez.

Yaşam deneyleri ve günümüzün ekonomik koşullarına göre davacının, kendisine ödenen dava konusu yaşlılık aylıklarını tüketerek elden çıkarmak zorunda kalan, günü gününe ve kıtı kıtına geçinen kimselerden olduğunun da kabulü gerekir. Şüphesiz bu yönden bir kuşku ve duraksama duyulması halinde mahkemenin gerekli inceleme ve araştırma yapabileceği de tartışmasızdır.

Açıklanan nedenlerle kurumun davasının reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

Kaynak:Zaman Gazetesi