Döviz cinsinden kredi kullandıkları için mağdur olan tüketiciler, değişen koşullar nedeniyle ‘uyarlama davası’ açabilir. Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, döviz cinsinden kredi kullandıkları için mağdur olan tüketicilerle ilgili olarak, ”Tüketici, değişen bu olağanüstü koşullar nedeniyle Tüketici Mahkemesi’nde ‘uyarlama davası’ açabilir” ifadesini kullandı.
Yılmaz, yazılı açıklamasında, bankaların, 2006 ve 2008 yılları arasında tüketicileri düşük faizli ve yatay seyreden Japon Yeni ve İsviçre Frangı cinsinden kredi kullanımına teşvik ettiklerini hatırlattı.
2008 yılının ikinci yarısında yaşanan ekonomik krizin, döviz cinsinden borçlanan tüketiciyi ciddi şekilde mağdur ettiğini ve BDDK’dan bu mağduriyete bir çözüm bulunmasını istediğini anlatan Yılmaz, Denizli’de bir yerel mahkemenin dövizzede lehine verdiği kararın, mağdur durumdaki tüketicilerde bir umut ışığı doğurduğuna dikkati çekti.
Tüketicinin, yasal haklarını bilmediği için koşullar ne olursa olsun bu borcu ödemek zorunda olduğunu düşünerek ödemelerini yaptığını dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
”Tüketici, değişen bu olağanüstü koşullar nedeniyle Tüketici Mahkemesi’nde ‘uyarlama davası’ açabilir. Ancak bazı bankaların, ileride karşılaşılacak her türlü riski kurum adına güvence altına almak adına sözleşmelerine, kriz dönemlerinde tüketicinin ‘uyarlama davası’ talebiyle dava açamayacaklarına dair şart koydukları konusunda şikâyetler almaktayız. Sözleşmelere konulan bu tür şartlar ‘haksız şart’ olup Tüketici Yasası’nın 6. maddesinin 2.fıkrasına göre, ‘taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu ve her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar’ tüketici için bağlayıcı değildir.”
Olağanüstü koşullardan sadece tüketicinin zarar gördüğünü, kurun yükselmesinden zarar gören tüketicinin, kurun düşüşünden ise yarar görmediğini vurgulayan Yılmaz, ”Oysa riskin de taraflar arasında paylaşılması gerekir.
Tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan bu durum nedeniyle tüketici, mutlaka ‘hâkim müdahalesini’ talep etmelidir” görüşünü kaydetti
İzmir’de bir bankadan kredi kullanan tüketici, parayı erken ödedi. Tüketici, ödeme sırasında sözleşmenin bir maddesindeki haksız şart nedeniyle fazla para ödediğini iddia ederek dava açtı. Mahkeme davayı reddedince dosya Yargıtay’a gitti.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, mahkeme kararını bozarak, kurdaki artışın banka lehine işlemesine karşın kurdaki düşüşten tüketicinin yararlanmamasını haksız kazanç diye değerlendirdi.
‘Haksız şart niteliğinde…’Tarafların kredi sözleşmesinin 7. maddesinde, “Kredinin dövize endeksli olması halinde TL ödemede, geri ödeme planında USD/Euro olarak belirtilen taksit tutarının bankanın ödeme anındaki döviz satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığı kullanılır.
Ancak kredi taksit ve ana para ödemelerindeki, bankamız efektif veya döviz satış kurunun kredinin kullandırıldığı tarihteki kurdan düşük olması halinde kredinin ilk kullandırıldığı kur dikkate alınacak” hükmü olduğuna işaret edilen kararda, “Kurda artış banka lehine iken, kurda düşüklükten tüketicinin yararlandırılmaması haksız şart niteliğinde. Sözleşmenin bu hükmü davacıyı bağlamaz” denildi.
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname