2012 YGS Türkçe Soru ve Çözümleri

2012 YGS Türkçe Soru ve Çözümleri sayfasında 1 Nisan 2012 Pazar günü yapılan YGS 2012 sınavında çıkan soru ve çözümlerini görüntülü olarak bulabilirsiniz.

YGS sonuçları için 2012 YGS Sonuçları sayfasını ziyaret edebilir, tahmini net sayınıza göre 2012 YGS'den kaç puan aldığınızı da YGS Puan Hesaplama sayfasından öğrenebilirsiniz.

2012 YGS Türkçe Testi Soru ve Çözümleri 1

2012 YGS Türkçe Soru ve Çözümleri 2

2012 - YGS / TÜR TÜRKÇE TESTİ

1. Bu testte 40 soru vardır. 1. Cevaplarınızı, cevap kağıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Çevremdeki her şeyi izlerim. Otobüste, yolda, vapurda,
ilgimi çeken hiçbir durumu kaçırmam. Bunun gibi, dinlediğim bir şarkıdaki duygu, izlediğim bir filmdeki sahne,
zihnimde imgeye dönüşebilir. Tüm bu deneyimler, birikimler, duygulanımlar sonucunda bakıyorsunuz ki
sözcükler üzerinde düşünmeye, onlarla dans etmeye
başlamışsınız. Hatta sözcükleri yaşıyorsunuz, dahası
sözcüklerin iç evreninde bir yolculuğa çıkıyorsunuz.
Sözcüğün melodisi, tınısı, kâğıda dökülürken çıkardığı
ses, büyük bir lezzet sunuyor. Sizin kattığınız duyguyla
bambaşka bir zenginlik kazanıyor.
Bu parçada konuşan kişi altı çizili sözlerle, sözcüklere yönelik olarak neyi yaptığını belirtmiştir?

A) Onların anlam katmanlarında dolaştığını
B) Anlatımını yalnızca dilin çevrimindekilerle sınırlandırdığını
C) Ses özelliklerine, anlamdan daha çok önem verdiğini
D) Kullanıma yenilerini kattığını
E) Duygusal boyutlu olanları sıkça kullandığını

2. Bir yazara göre çocuk beyinleri aynı tornadan çıkmış
küçük kaplara benzer, bunların ancak algılarla
doldurulması gerekir. İşte bu yüzden onlara masal
anlatılmayacaktır. Hatta çiçek desenli halılar ya da
kuşlu kelebekli tabaklarla fincanlar görmeleri de
engellenecektir. Çünkü onlara göre çiçekler halılarda
yetişmez; kuşlarla kelebekler, tabaklara ve fincanlara
yapışıp kalmaz. Çocukların her şeyi dört işlem yoluyla
değerlendirebilmeleri, yaşamları boyunca salt akıllarının
buyruğuna uyarak davranmaları sağlanacaktır böylece.
Birer insan değil de ileride yararlı olmaları beklenen
robotlar sayılan çocuklara ancak gözle görülen, akılla
kavranan olgular öğretilecektir. Yazar, bu yönteme göre
yetiştirdiği çocukları bir tahta perdenin deliğinden sirk
gösterilerini izlerken yakalayınca neredeyse fenalık
geçirmiştir. Çünkü bu, akılla ve çarpım tablosuyla hiçbir
ilişkisi olmayan, şiir okumak kadar ayıp bir eğlencedir.
Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Kişisel farklılığı yok sayma
B) Gerçekler dünyasıyla sınırlı kalma
C) Duyguları önemsemeyip dışlama
D) Başkalarının isteklerine göre yaşama
E) Her şeyi olumsuz yönleriyle değerlendirme 3. Bir gün Nuruosmaniye'de bir yazar arkadaşımla karşılaştım.
"Ne o beyim, romancılığa mı başladın?" dedi.
Şaka etmediğini sesinden, bakışından anlamıştım. Demek
benim takma adla yazmama bir şey demiyordu da
kendi adımı kullanarak yazmamı ---- sayıyordu. Roman,
romancıların alanıydı. Bir ozan buraya burnunu sokamazdı.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden
hangisi getirilmelidir?
A) kendi borusunu çalmak
B) başına dert açmak
C) iş çıkarmak
D) çizmeden yukarı çıkmak
E) kendi göbeğini kendi kesmek

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde klasiklerle ilgili
farklı bir düşünce dile getirilmiştir?
A) Söyledikleri, hiçbir dönemde tüketilmez.
B) Okurların dünyasında özgün ve değişmeyen bir yeri vardır.
C) İnsan, yaşamının her döneminde onlarda kendini bulur.
D) Anlaşılıp kavranabilmesi özel bir çaba, özel bir okurluk donanımı gerektirir.
E) Onları okumaktan alınan haz hiçbir zaman azalmaz.

5. Barthes'in "Sözcükler herkesin malıdır ama cümle
yalnızca yazarın." sözü aşağıdakilerden hangisiyle
ilişkilendirilemez?
A) Anlatım B) Anlamdaşlık
C) Özgünlük D) Öznellik
E) Biçem

6. Yazar; karşıtlıkların üst üste yığıldığı, ucu açık, kesin bir
yargıya götürmeyen, tam bitmeyen metinleriyle, okuru
düşüncelerin eşiğinde bırakıyor.
Bu sözlere göre yazarın, okura yönelik olarak gerçekleştirmek
istedikleri arasında aşağıdakilerden
hangisi yoktur?
A) Okuduklarını tamamlatıp onu bütünselliğe kavuşturtma
B) Düş gücünü geliştirme
C) Çok boyutlu düşündürme
D) Yorumlamaya yönlendirme
E) Söylenenlerin kanıtlanmasını isteme

7. (I) Mario Giordano'nun Deney adlı romanı ilk kez dilimize
çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme yabancı
değil. (II) Deney önce Das Experiment, ardından
da The Experiment adlarıyla iki kez sinemaya uyarlanmıştı.
(III) Bu uyarlamalar, romanı kadar başarılı değilse
de ilki Alman, ikincisi Amerikan yapımı olan her iki film
de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV) Doğrusunu söylemek
gerekirse hikâyesi o kadar etkileyici ve sinemaya
uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekmemesi
için yönetmenlerin özel bir beceriksizlik göstermeleri
gerekliydi. (V) Çünkü Deney otorite ve güç arasındaki
ilişkiyi, iktidarın doğasını ve büyüsünü, hapishanenin
işlevini, sonuç olarak da insanın karanlık yanlarını
sorgulayan bir roman.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
hem olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. (I) Tanpınar'ın yarım kalmış son romanı Ay'daki Kadın
bir rüyadan uyanışla başlar ve içinde "rüya" sözcüğünün
geçtiği bir cümleyle yarıda kalır. (II) Kitapta en çok yinelenen
sözcüktür rüya; roman da adını, edebiyatımızda
benzeri az bulunur bir mizahla kurulmuş eşsiz bir rüyadan
alır. (III) Tanpınar'ın roman ve şiirlerini yakından
tanıyanlar için Ay'daki Kadın'ın baştan aşağı bir rüya dili
ve atmosferiyle kurulduğunu söylemek de şaşırtıcı olmayacaktır.
(IV) Ay'daki Kadın, daha ilk sayfasından
anlaşılacağı gibi okuyucuyu Tanpınar'ın o bilinen dünyasının
hazlarına hemen götüren bir roman. (V) Öte
yandan, tamamlanmamış kitabın dünyası, çok belirgin
düzeltmeleriyle Tanpınar'ın kimi romancı sırlarını ve
kararsızlıklarını açığa vuran bir dünya.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde
kişisel düşünceye yer verilmemiştir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. (I) Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 1940'ta yayımladığı, ikinci
şiir kitabı olan Çocuk ve Allah okurla yeniden buluşuyor.
(II) Türk şiirinin dil ve yapı bütünlüğü bakımından
en sağlam yapıtlarından biri. (III) Bin yıllık Türk şiirinin
yüzyılımızdaki son halkası olarak varlığını koruyor.
(IV) Şair; kitapta, insanın evrendeki yerini, doğanın görkemi
karşısındaki sarsılış ve duyuşlarını dile getiriyor.
(V) Bunları çocuklara özgü bir düş gücüyle yansıtıyor.
Bir şair ve yapıtından söz edilen bu parçadaki
numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, anlatılan kitabın daha önce de basıldığından söz edilmiştir.
B) II. cümlede, şiirlerin benzerlerinden ayrılan yönlerine değinilmiştir.
C) III. cümlede, şiirleri güzel ve etkileyici kılan etkenler üzerinde durulmuştur.
D) IV. cümlede, işlenen temalara değinilmiştir.
E) V. cümlede, şiirlerin nasıl bir bakış açısıyla oluşturulduğu belirtilmiştir.

10. (I) Işığın Anadolu'ya dokunduğu yerde ilk karşılaşacağınız,
Harranlı çocukların yüzleridir. (II) Gölgenin ve
ışığın uyumunu yakalamaya çalıştığınız sırada, küçük
bir çocuğun size yolun kenarından el salladığını görürsünüz.
(III) Irmakta tuttuğu balığı, ağaçtan topladığı elmayı
ya da otların arasından derlediği yaban çiçeklerini,
almanız için size uzatır. (IV) Oradan geçen bir yolcu olarak
onların dünyasında nasıl bir umut olduğunuzu bütünüyle
bilemezsiniz. (V) Çocukların büyüklere kızdığı bir
dünyayı hayal bile edemediklerinden, arabanız üstlerine
tozlar savursa da size hiç içerlemezler.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinde
ögelerin sıralanışı "Duvarın dibindeki kızı görünce
Harran Kalesi'nde bir akşamüstü karşılaştığım o esmer
kızın büyüleyici yüzünü anımsadım." cümlesiyle
aynıdır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

11. Verdiği her uzun aranın ardından yeni albümüyle gönlümüzü
fethetmeyi başaran pop müziği sanatçısı, bu kez
eski şarkılarını yeniden yorumlayarak geçmişe bugünün
penceresinden bakıyor ve dinleyiciyi yine oldukça
etkiliyor.
Bu cümlede aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
A) Ünlü daralması B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz yumuşaması D) Ünsüz türemesi
E) Ünsüz benzeşmesi

12. (I) Gül kokusu bana hep çocukluğumu hatırlatır. (II) Babam
Akdeniz'e yaptığı seyahatlerinden her dönüşünde
tenekeler dolusu gül reçeli getirirdi. (III) Sabahın erken
saatlerinde uykulu gözlerle onu karşıladığımızda algıladığımız
ilk şey, evin içini saran gül kokusu olurdu.
(IV) Kahvaltı soframız birkaç çeşit gül reçeliyle bezenir,
gül reçellerinden hangisinin daha güzel olduğu konusunda
sohbetler edilirdi. (V) Yıllar sonra Gül Festivali
için Isparta'ya gittiğimde çocukluğumun gül kokulu günleri
gözlerimin önünde canlanıverdi.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle, yüklemi geniş zamanlı basit bir cümledir.
B) II. cümle, içinde zarf tümleci olan birleşik bir cümledir.
C) III. cümle, kurallı bir fiil cümlesidir.
D) IV. cümle, olumlu ve sıralı bir cümledir.
E) V. cümle, yüklemi sürerlik fiiliyle oluşturulmuş girişik bir cümledir.

13. Hiçbir söz, hiçbir varsayım, hiçbir kuram yaşanan somut
gerçeklerin yerini tutamaz; bin kez söylenen yağmur
sözcüğünün bir damla yağmurun yerini tutamayacağı
gibi.
Bu cümlede aşağıda verilenlerden hangisi yoktur?
A) Ek fiil almış sözcük B) Benzetme edatı
C) Sayı sıfatı D) Birleşik sözcük
E) Yeterlik fiili

14. İletişim konusunda çağımızda teknolojinin bize I
sunduğu olanaklardan olabildiğince yararlanmaya
çalışırken öte yandan en yakınımızdaki kişilerin
seslerini duymakta, dillerini anlamakta zorlanıyoruz. II
Giderek daha az göz göze geliyoruz. Sevgimizi daha III
az dile getiriyoruz. Büyük kalabalıklar içinde yaşayan IV
"yalnız"ların sayısı günden güne artıyor böylece. V

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. sözcük, yönelme durumu eki almış bir zamirdir.
B) II. sözcük, dönüşlülük eki almıştır.
C) III. sözcük, hem yapım eki hem çekim eki almıştır ve cümlede belirtili nesne görevinde kullanılmıştır.
D) IV. sözcük, ad soyludur ve bulunma durumu eki almıştır.
E) V. sözcük, belgisiz sıfattır.

15. Bilgisayar teknolojisiyle yetişen kuşaklarda ekrandan
kitap okumanın yaratacağı hazzı, bilgisayarla ileriki
yaşlarda tanışan insanlar tadamayacaktır.
Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İyelik eki almış sözcük
B) Geçişsiz çatılı yüklem
C) İsim-fiil eki almış sözcük
D) Belirtisiz ad tamlaması
E) Sıfat tamlaması

16. Necip Fazıl ( ) şair oluşunun öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Şairliğim on iki yaşımda başladı. Annem hastanedeydi.
Ziyaretine gitmiştim. Beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı,
küçük ve eski bir defter ( ) Bitişikte yatan veremli hasta
kızın şiirleri varmış defterde. Bunu söyleyen annem,
bir an gözlerimin içini tarayarak ‘Senin, şair olmanı ne
kadar isterdim!' dedi. Annemin dileği bana, içimde besleyip
de on iki yaşıma kadar farkında olmadığım bir şey
gibi göründü. Gözlerim hastane odasının penceresinde
( ) savrulan kar ve uluyan rüzgâra karşı uzun uzun
düşünerek içimden şöyle bir karara vardım ( ) ‘Şair olacağım,
hem de büyük bir şair ( )' Ve oldum."
Bu parçada ayraçlarla ( ) belirtilen yerlere aşağıdakilerin
hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıyla
getirilmelidir?
A) (;) (.) (;) (:) (.) B) (,) (.) (;) (;) (.)
C) (,) (…) (,) (:) (!) D) (,) (…) (;) (,) (.)
E) (;) (…) (;) (:) (!)

2012 YGS Soru ve Cevapları