Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim sistemiyle Türkiye'de zorunlu eğitimin 4 yıla çekilmediğini, 12 yıla çıkarıldığını belirterek, ''Türkiye'de zorunluğu eğitim 12 yıla çıkarıldığı için, 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim sistemi çok katı sonuçlar doğuracağı endişesiyle kademeli hale getiriliyor'' dedi.
Dinçer, ''Bu meselenin imam hatip okullarını açmak üzere yapıldığına dair tartışmalar ve ideolojik zemin üzerinde görüşmeler yapmak yerine, dünyanın hangi ülkesinde 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim olduğunu göstersinler, biz onun üzerinden kararlarımızı gözden geçirelim'' diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, ''Özellikle Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi'' tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, CHP'nin zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması teklifine ilişkin yaptırdığı araştırmayı nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, Dinçer, CHP'nin ''araştırma'' diyerek kamuoyunun önüne sunduğu şeyin, metodolojik olarak ele alındığında hiç bir değer ifade etmeyeceğinin görüleceğini söyledi.
Konuyla ilgili polemiğe girmek istemediğini dile getiren Dinçer, CHP'nin kısa zaman önce tüzük değişikliğine ilişkin kurultay yaptığını hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Değil genel kamuoyuna, sadece kendi üyelerine, 'Bu tüzük değişikliği hakkında bir bilginiz var mı? Tüzükte ne değişti?' diye sorsanız, zannediyorum aynı oranlarda cevap alınırdı. Çünkü soru sorma yöntemi itibariye ve soruların şekli itibariyle bakıldığında metodolojik olarak o içinde bulunduğunuz durumu aydınlatmaya yarayacak sonuçlar içermiyor. Bunu çok net açıkça söyleyebiliriz. Yani eğer herkese 'zorunlu eğitimin 4 yıla çekilmesini uygun buluyor musunuz?' diye sorarsanız, orada yüzde 100 oranında 'uygun bulmuyoruz' cevabı çıktığında bunun arkasından topluma bir yorum yapamazsınız. Çünkü kamuoyuna yanlış bilgi vermiş olursunuz. Yanlış bilgi üzerinden insanların tepkilerini değerlendirmiş olursunuz.
Türkiye'de zorunlu zorunlu eğitim 4 yıla çekilmiyor, zorunlu eğitim 12 yıla çıkarılıyor. Türkiye'de zorunlu eğitim 12 yıla çıkarıldığı için 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim sistemi çok katı sonuçlar doğuracağı endişesiyle kademeli hale getiriliyor. '4 4 4' demek Türkiye'de eğitim sisteminin 12 yıla zorunlu olarak çıkarılması, 12 yıl boyunca çağ nüfusundaki bütün çocuklarımızın öğrenimine devam etmek zorunda kalmaları, ama buna karşın da 12 yıllık kesintisiz katı bir sistem yerine '4 4 4' şeklinde daha esnek bilgiye, tercihe, gelişim şartlarına uygun olarak programın yeniden tanzim edileceği anlamına geliyor. O açıdan bakıldığında kamuoyuna yanlış bilgiler verildiğini, yanlış bilgiler üzerinden tartışma yapıldığını ifade etmek lazım.
Bu meselenin imam hatip okullarını açmak üzere yapıldığına dair tartışmalar ve ideolojik zemin üzerinde görüşmeler yapmak yerine dünyanın hangi ülkesinde 12 yıl boyunca kesintisiz bir eğitim olduğunu bize göstersinler, biz onun üzerinden kararlarımızı gözden geçirelim. 12 yıldan vazgeçtim, dünyanın hangi ülkesinde 8 yıllık kesintisiz bir eğitim var onu göstersinler biz yine bugün bu tartışmaların anlamı üzerine bir değerlendirme yapalım. 205 ülke içerisinde 12 yıl kesintisiz eğitimi olan tek ülke gösterebileceklerini zannetmiyorum. O zaman meselenin tartışma zeminini rasyonel bir alana taşımak, bunun üzerinden Türk eğitim sistemini ve çocuklarımızın geleceğini değerlendirmek varken bu yanlış bilgilerle, kesintisiz eğitimin kaldırılmasına itiraz edemediği için çocukların eğitim yaşı üzerinden, kız çocuklarımızın okullaşması üzerinden veya mesleki eğitimin 10 yaşına çekildiği gibi yanlış bilgiler üzerinden kamuoyunu meşgul etmenin çok doğru olmadığı kanaatindeyim.''
Eğitim yaşı 1 yaş öne alınıyor
Ömer Dinçer, bugün TBMM'de tartışılan Kanun metninin belli başlı bir kaç düzenlemeyi içerdiğini anlatarak, ''Bir, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarıyor, iki, eğitimi kademeli hale getiriyor, esnekleştiriyor. Bu, Türkiye'nin demokratikleşmesi, dünyadaki değişim ve gelişmelere paralel olarak yapmak zorunda olduğumuz bir uygulama zaten'' dedi.
Eğitim yaşının da bir yaş öne alındığını kaydeden Dinçer, yani 6 yaşı doldurup 7 yaşından gün alan çocukların değil, 5 yaşını doldurup 6 yaşından gün alan çocukların zorunlu eğitime başlayacaklarını ifade etti. Bakan Dinçer, düzenlemenin bunun dışında herhangi başka düzenleme içermediğini vurguladı.
Dinçer, ''Bu yapı içerisinde, eğer yaş konusu Meclis'imiz tarafından uygun görülür de 1 yıl erkene alınırsa biz müfredatımızı çocuklarımızın pedagojik özelliklerine göre yeniden tanzim edeceğiz'' diye konuştu.
"12 yıl katı bir sistem yerine dünyadaki gelişmelere uygun bir şekilde daha esnek bir model için hazırlık yapıyoruz. Bütün çalışmaları bu çerçevede değerlendirmekte yarar var"
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''12 yıl katı bir sistem yerine dünyadaki gelişmelere uygun bir şekilde daha esnek bir model için hazırlık yapıyoruz. Bütün çalışmaları bu çerçevede değerlendirmekte yarar var'' dedi.
Bakan Dinçer, ''Özellikle Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi''nin tanıtım toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Dinçer, bir soru üzerine, okul öncesi eğitimle ilgili bir taviz asla vermediklerini, vermeyeceklerini belirtti.
Okul öncesi eğitimin devam edeceğini kaydeden Dinçer, okul öncesi eğitim için 3-5 yaş grubundaki çocuklarda hedeflerini her yıl yükselterek okullaşma oranlarını artırdıklarını anlattı.
Dinçer, şunları söyledi:
''5 yaş grubunda okul öncesi eğitimde zaten 2013 yılı sonunda yüzde 100'e ulaşmak için çaba sarf ediyoruz. Bizim mevcut uygulama stratejilerimizin hiçbirinde değişiklik olmadı. 'Sadece kesintisiz eğitime itiraz ediyoruz' diyerek eğitim sisteminin tamamının değişiyor olduğu üzerinden bir tartışmayı yürütmek bence haksızlık.''
Okul öncesi eğitim şu anda hangi stratejiler üzerinden yürütülüyorsa eğitime aynı stratejiler üzerinden devam edileceğini dile getiren Dinçer, öğrencilerin eğitim seviyelerinin yükselmesi, tüm toplumun eğitim seviyesinin yükselmesi için zorunlu eğitim süresinin 12 yıla çıkarılacağını belirtti.
Bakan Dinçer, ''12 yıl katı bir sistem yerine dünyadaki gelişmelere uygun bir şekilde daha esnek bir model için hazırlık yapıyoruz. Bütün çalışmaları bu çerçevede değerlendirmekte yarar var'' dedi.
CHP'nin uzlaşma çağrısı
''CHP grup toplantısında bir uzlaşma çağrısı da yapıldı. Bu çağrıya nasıl cevap verirsiniz?'' sorusu üzerine Dinçer, uzlaşma çağrısının AK Parti'ye yönelik olduğunu, kendisinin cevap vermesinin doğru olmayabileceğini söyledi.
Dinçer, şöyle konuştu:
''Milli Eğitim Bakanı olarak bu uzlaşma çağrısı için şunu söyleyebilirim: Eğitimin kesintisiz 12 yıl olması mümkün olmayacağına göre, onlar eğitimin kesintili hale getirilmesi konusunda ne düşünüyorlar, kamuoyuyla paylaşsınlar. Çünkü bu zamana kadar uzlaşma önerisi sadece kelime olarak uzlaşmadan öteye gitmedi. Eğer CHP'nin uzattığı el, Meclis'teki eğitim komisyonundaki CHP üyeleri olarak da değerlendirilebilirse benim oradan gördüğüm şey, kanun tasarısı teklifinin geri çekilmesi dışında herhangi bir teklif içermedi.
12 saatlik konuşmadan yahut da bu konuyla ilgili uzun görüşmelerden bahsediyorsunuz. 12 saat konuştu ama ne konuştuğunu siz irdeleyin. Ben bu konuda bir değerlendirme yapmayayım. O gün Meclis'te ellerine geçirdikleri bütün malzemelerin fotokopisini alıp, eğitimle ilgili olsun veya olmasın, kendi içinde tutarlı olsun veya olmasın, Türk eğitim sistemi üzerine herhangi bir gerçekçi değerlendirmeyi yapıyor olsun olmasın okuyor olmak aslında konuya katkı sağlamak anlamına gelir mi? Ben Türkiye'de bu konuların maalesef ideolojik tartışmalara kaydırılmasından çok üzgünüm. Bunu daha rasyonel zeminde, dünya nasıl yapıyorsa öyle yapmak konusunda çaba, gayret sarf etmenin daha doğru olacağı kanaatindeyim.''
"Uzlaşmadan kast edilen..."
''Somut bir öneri geldi mi size bu konuda?'' sorusuna yanıt veren Bakan Dinçer, herhangi bir somut bir öneri olmadığını, sadece uzlaşmadan söz edildiğini ifade ederek, ''Uzlaşmadan kastedilen kanun teklifinin geri çekilmesi'' dedi.
Bir gazetecinin ''Eğitim yaşının 1 yaş geri çekilmesine ilişkin Bakanlığın çalışmaları neler olacak?'' sorusuna Dinçer, şu cevabı verdi:
''Şayet eğitim yaşı 1 yıl öne alınırsa biz de ilköğretim birinci kademedeki eğitim müfredatımızı çocuklarımızın pedagojisine uygun hale getiririz. O konuda herhangi bir soru çıkmaz. Dünyanın nasıl uyguladığına lütfen bakın.''
Herkesin, Türkiye'deki bu tip tartışmaları, kendi cephesinden ve ideolojik olarak değerlendirdiğini ifade eden Dinçer, ''Avrupa Birliği ülkelerinde 72 ay bir üst sınırdır. Biz de onu, o hale getiriyoruz. O açıdan bakıldığında bizim yaptığımız şey gerçekten dünya ülkeleri neyi yapıyorsa onu yapmaktır'' dedi.
Dinçer, ''Teklifin yasalaşması halinde Bakanlığın bazı ihtiyaçları olacak bina, öğretmen gibi. Bunları siz ne kadar sürede tamamlayabilirsiniz?'' sorusu üzerine de bu ihtiyaçların özellikle okul öncesi eğitim ve ilköğretim için çok fazla olmayacağının altını çizdi.
Bakan Dinçer, şöyle devam etti:
''Zaten bizim hazırlıklarımız yüzde 100 okullaşma oranıyla ilgili hazırlıklar olduğu için temel uygulama stratejilerimizi değiştirmemiz gerekmeyecek. Okul öncesi eğitim için belki yüzde 70'den yüzde 100'e çıkarken bazı ihtiyaçlarımız olacak, ama mesela bize 2012 yılında okul öncesi eğitim için kaynaklarımızın önemli bir kısmını yatırım olarak ayırmıştık. Ortaöğretim için buna ihtiyacımız olacak.
Ortaöğretime de bir başka esneklik getiriliyor. Çocukların gerekiyorsa açıköğretimden devam etmelerini sağlayan düzenlemeler yapma imkanı da Bakanlar Kuruluna veriliyor. Ben önümüzdeki birkaç yıllık süre içerisinde uyum sağlayacağımızı düşünüyorum. Bakanlar Kurulunun uygulamanın başlatılmasıyla alakalı bir yetkisi de olacak. Biz uygulamada çok büyük bir aksaklık olmadan süreci başlatmak için elimizden geleni yaparız.''
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname