Elektronik Ticaret İşlemlerinden Gelir Üzerinden Alınabilen Vergiler

Gelir üzerinden alınan vergiler genellikle gerçek kişilerin gelirlerinden alınan gelir vergisi ile kurum kazançları üzerinden alınan kurumlar vergisi ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Sanal ortamda gerçekleştirilen ticari ve mesleki faaliyetlerden sağlanan kazançların mevcut ilke ve kurallar içerisinde değerlendirilmesi halinde, vergileme ile ilgili problemlerin yaşanacağını tahmin etmek güç değildir. Bu bölümde gelir üzerinden alınabilen vergileri ve sorunlarını daha detaylı bir biçimde inceleyeceğiz.

Gelir Vergisi

Kaynak teorisine göre işyerinin fiziksel olarak bir yerde bulunması kavramı, fiziksel bir dünya için üretilmiştir. Bu ortam da ise çoğu elektronik ticaret işletmesinin, fiziksel açıdan karekterize edebileceği bir yer olmadığından, sınırsız dolaşım olanağı ile, kısıtlanmaksızın iş yapmak mümkündür ve sanal ortamda ki bir pazarda iş yapmak için, en azından yerel acente, distribütör gibi aracılara da ihtiyaç kalmamıştır. (Yatlı, 2003)

Uluslar arası vergi anlaşmalarında ve ulusal hukukların bir kısmında, bağlama noktası olarak, işyerine itibar edilmektedir. Buna karşılık bir kısım ulusal hukuklarda, yükümlünün o ülkedeki ticari faaliyetlerine ilişkin bağ, daha geniş bir kavram olan ticaret ve iş yapmaya dayandırılmıştır. (Yatlı, 2003)

Örnek üzerinden konunun anlaşılmasını sağlayacak olursak, ABD’de bir ofisi veya işyeri bulunmayan, Meksika kökenli bir radyo firması, ülkesinde bulunan ABD kökenli vatandaşlarına yönelik reklam ve promosyon çalışmaları için ABD firmalarından aldığı ücretler için, ABD hükümeti tarafından vergilendirilmek istenmiştir. Çifte vergileme anlaşması bulunmayan iki ülke, ABD’de yapılan bir mahkemede karşı karşıya gelmiştir. Mahkeme verdiği karar doğrultusunda, Meksika’ lı radyo firmasının, yayın yapan makine ve teçhizatının ABD’de bulunmadığı, herhangi bir ofisinin de yer almadığına işaret ederek, ABD ülkesinde iş veya ticaret yapmadığı hükmüne varmıştır ve vergilendirmenin Meksika hükümeti tarafından yapılmasının uygun olduğu ifade edilmiştir.

Bu durumda, internet üzerinden yapılan satışların ABD içinde ticaret ve iş yapma anlamında değerlendirilmemesi gerekmektedir. Nitekim, ABD e-ticaret raporunda da "e-ticaret yapan bir kişinin faaliyetlerini ABD içinde başkaca faaliyette bulunmaksızın, ABD’li müşterilerden sadece sipariş almaya eşit olduğu müddetçe, bu faaliyetlerin ABD içinde ticaret veya işle iştigal oldukları muamelesi bulundurmalarının pek de uygun olmayacağı görülmektedir. (Yaltı, 2003)

Örneğin; Japonya’da da bağlama noktası, işyeridir (permanent establishment). Japonya’da bir fuar da alan kiralama, bir işyeri kiralama, otel odası tutma gibi kavramlar ile Japonya’da bulunan bir sunucu üzerinden, bir alan alınması veya kiralanması aynı kavram olarak belirtilmekte ve vergilendirilmenin Japonya’da yapılması hükmüne varılmaktadır.

İşte devletler her ne kadar kendi hukuk düzenlerini, vergi kanunlarını bu şekilde uyarlasalar da, çözümsüzlüklerin mekânının mahkemeler olmaması için, uluslar arası alanda kanun belirleme, bağlama noktalarında ki dengesizliği kaldırma amacıyla yukarıda da bahsedildiği üzere çözümün merkezinin OECD olduğu neredeyse tüm devletler tarafından verilebilmektedir.

Zira mahkemeler bu konuda yanıltıcı kararlar verebilmekte ve çözüm yolunda önceden alınan kararlara bakılarak işlem yapılamamaktadır.

Örneğin Almanya’da fiziksel anlamda, Alman mahkemeleri, Alman topraklarından geçen boru hattının, ticaret faaliyeti için ülke topraklarında bulunduğu için, Almanya’nın işyeri hükmüne göre vergilendirme yapması kararına varmıştır. Bu maddeden yola çıkarak, e-ticaret işlemlerinin de, fiziksel unsurların Almanya’da işyeri oluşturabileceği hükmüne varılabilir olmasına rağmen, Alman Vergi Dairesi, OECD’ nin çalışmalarına atıfta bulunarak sunucunun şimdilik işyeri olarak kabul edilmesinin olası olmadığını belirtmiştir. Ülke içinde ki iki resmi kurumun dahi, birbiriyle çelişir durumda olması, konunun karmaşıklığının ne ölçüde büyük bir olgu taşıdığının göstergesidir.

Uluslar arası alanda yapılan çalışmalarda, OECD işyeri prensibini, işyerine ilişkin koşullar altında vergilendirilebileceğini belirlemektedir. Devletlerden birinde mukim bir kişi bu ikinci ülkede bir işyerine sahipse bu ikinci ülkede vergilendirilir, aksi halde bu ikinci ülkenin vergilendirme yetkisini kullanma hakkı yoktur. Diğer bir değişle, anlaşmanın tarafı olan yabancı bir devlette, mal ve hizmet satışı yapan yabancı bir işletme yabancı bir devlette ancak işyeri bulunuyorsa, orada vergilendirmeye tabii tutulur, işletmenin mevcut olmadığı hallerde, işletmenin geliri mukim olduğu devletinin (ikametgâh ilkesi) vergilendirme yetkisine bağlanır. (Soydan, 2000) Dolayısıyla, işyerinin anlamsal açıdan dar olması, kaynak ilkesinin etkinliğini azaltıp, ikametgâh ilkesinin etkinliğini arttıracaktır.

OECD’ nin 2003 yılında yayımladığı son vergi modeli antlaşmasında da, ikametgâh ilkesi ön plana çıkartılmış, bununla beraber işyeri kavramı 7 adet madde ile sınırlandırılmıştır. Ancak e-ticaret’in vergisel sorunlarını çözmek için toplanan komite, en önemli tartışma konusu olan işyeri kavramını açıklarken, yine fiziksel nesnelere yer vermiştir. Örneğin, "işyerinin 5. maddenin 2. fırkasında, işyeri terimi, yönetim, şube, büro fabrika, atölye, maden, petrol veya gaz kuyusu, taş ocakları veya tabi zenginliklerin çıkarıldığı yerdir" vs tanımlarına rağmen, sunucular ile, telekomünikasyon altyapılarıyla ilgili hiçbir açıklamaya yer verilmemiş olması, sorunun ileriki dönemler de hukuki alanda, gerçek anlamda önemli yargısal süreçlere devam edeceğinin göstergesi olabilir. Çünkü tipik bir e-ticaret organizasyonunda yazılım, fotoğraf, kitap, film gibi ürünle "rin satışı, internetteki herkes tarafından erişebilme özelliğine sahip bir sunucuya yerleştirilmiş veri tabanından gerçekleştirilir. Sunucu internete, ağ bağlantısı bulunan ve işletmelerin dosyalarının yüklendiği ve idare edildiği bir bilgisayardır.

Sunucuda depolanan dosyalar, bir satıcının sadece reklâm ve bilgi toplamaya yarayan yazılımı içeren bir web sitesi, bir elektronik katalog veya dijital ürünleri anında indirme fonksiyonlarını sağlayan akıllı acente yazılımları olabilir. Bu sonucu üzerine yüklü ürünler, genellikle, sunucunun yerleştirildiği ülkeden farklı bir ülkede bulunan işletmeler tarafından üretilmiş olabilir. Müşteriye teslim sunucudan müşterinin bilgisayarına yapılır. Pazarlama sunucu üzerinde ki web sitesi aracılığıyla gerçekleştirilir. Dijital olmayan ürünler için teslimat normal yollarla gerçekleştirilir. Bu hallerde web sitesi ile sunucu sadece ürün pazarlama aracıdır ve vergilendirilmelerinde sakınca yoktur. En güzel örneklerini de, uluslar arası alanda hizmet veren, amazon.com veya Türkiye’den hepsiburada.com vb. sunucuları verebiliriz.

Bu durumda, e-ticarette temel yaklaşım mevcut vergi anlaşmalarının işyeri hükmünün e-ticarette uyarlanması fikrine dayalı olduğundan, bağlanmayı sağlayabilmek için e-ticaretteki maddi alt yapıya yönelmek doğal olmaktadır, çünkü uyarlamaya çalıştığımız hüküm fiziksel içerikli bir hükümdür. (Yaltı, 2003)

Bu halde, sunucu kavramının, OECD’nin 2003 yılında belirttiği işyeri koşullarını karşılayıp karşılayamadığı görüşüne yer vermemiz gereklidir. Sunucu işyeri olarak kabul edilmediğinde, e-ticaret işlemleri ikametgâh devletinin vergilendirme yetkisine dayandırılmaktadır. Bu da tabi ki kaynak devletinin vergilendirme yetkisini tamamen ortadan kaldırma anlamına gelmektedir. Aksi durumda da ikametgâh devletinin vergilendirme yetkisi ortadan kaldırılacaktır.

Banka işlemleri Vergisi ve E-Ticaret

Türkiye örneği açısından incelediğimizde, banka ve sigorta şirketlerinin "her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muamelelerden dolayısı ile kendi lehlerine her nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir. Tüm ülkelerde değişik oranlarda olmak üzere, bankaların yaptığı işlemler değişik şekillerde alınan vergiye tabidir.

Banka işlemlerinde bağımsız denetçiler ve yeminli mali müşavirlikler tarafından çok sıkı takip edilmesi, bankaların müşterilerine sundukları interaktif hizmetlerinden aldıkları işlem vergisi konusunda vergi kaçırma yapmalarının neredeyse imkânsız olduğu nadir e-ticaret araçlarından birisidir. (Binatlı, b.t)

Gümrük Vergileri ve E-ticaret

Elektronik ticarette fiziki mal teslimlerinin geleneksel yoldan gerçekleştiği için gümrük vergileri konusunda önemli bir sorun doğacağı ihtimali son derece zayıftır. Bu konuda doğabilecek sorun, gümrük vergileri ile ilgili olarak klasik bürokratik engellerin e-ticaretin hızına ayak uyduramaması olabilir. Fiziki mal teslimlerinin geleneksel yollardan yapılıyor olmasına, rağmen asıl sorun, sayısal ürünlerin fiziksel taşıma sistemi kullanılmaksızın, internet yoluyla gerçekleştirilmesi Gümrük Vergilerinin nasıl ödeneceği sorusunu ortaya çıkarmaktadır.

ELEKTRONİK TİCARET İŞLEMLERİNDEN GİDERLER ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER

Gider üzerinden alınan vergiler, üretilen, satılan veya tüketilen mal ve hizmetler üzerine konulan vergilerdir. Gelir veya servetin elde edildikleri zaman değil, harcandıkları aşamada, mal ve hizmetlerin fiyatları içerisinde gizlenmiş olarak vergilendirilirler.

Gelir üzerinden alınan vergiler dolaylı vergi niteliğinde olup, yükümlü psikolojisine de daha uygun vergi türleridir. Bu bölümde elektronik ticarette gider üzerinden alınabilen vergileri inceleyeceğiz.

Katma Değer Vergisi

Elektronik ticarette vergilendirme probleminin bir diğer boyutu tüketim vergisine görülür. Genel tüketim vergileri çeşitli biçimlerde uygulanabilir, ancak OECD üyesi yirmi dokuz ülkesinden 27 si KDV buna eşdeğer Mal ve Hizmet Vergisi (goods and services tax (GST) ) uygulamakta, Avusturalya da 2000 yılından itibaren GST’ye geçtiğinden, satış vergisi sahip tek ülke ABD kalmış bulunmaktadır. (Yaltı, 2003)

KDV kavramı kaynak ilkesi bazlı bir vergi olduğundan, ülke dışında yapılan işlemler, vergi yükümlüsü olmayan kişilerin işlemleri ya da bir ekonomik faaliyetler çerçevesinde yapılmayan işlemler kapsam dışıdır. (Yaltı, 2003) Elektronik ticaret’te KDV’ nin temel vergilendirme sorununun, kaynak ilkesine dayalı teslim ve ifa yerine ilişkin kuralların işleyişinde ortaya çıkacağını anlayabiliriz. Dolaylı e- ticarette yani siparişin internetten yapıldığı ancak teslimin geleneksel yollarla tamamlandığı hallerde, bu problem yaratmayabilir. Sınırdan geçen maddi eşya geleneksel ticarette olduğu gibi vergilendirilebilir. Ancak dolaysız e-ticarette, yani hem siparişin, hem de teslimin çevrim içi şekillerde tamamlandığı hallerde, artık geleneksel maddi eşyanın dijital biçimleri, yani sanal mallarla karşı karşıya olunduğundan, ön problem bunların mal mı yoksa hizmet mi olduğunun algılanabilmesidir. Zira mal veya hizmet olup olmamasına göre vergi oranları da değişebilmektedir.

KDV’nin e-ticarette nasıl vergilendirileceği konusunda ki görüşleri 3 ana başlık altında inceleyebiliriz. Birincisi, elektronik ortamın, serbest bir bölge şeklinde değerlendirilmesi, ikincisi elektronik işlemlerin ticari mahiyet ve önemlerinin dikkate alımından doğacak bir bit vergisinin getirilmesi, üçüncüsü e-ticaretin mevcut mevzuata göre vergilendirilmesi, sonuncu olarak da vergi kanunlarına ve uluslararası vergi antlaşmalarına e-ticaret için yeni hükümler konularak vergilendirilmesi ve gerekirse yeni vergilerin konulmasıdır.

Elektronik ortamın serbest bölge şeklinde değerlendirilmesi, dolayısıyla vergi dışı bırakılması, aynı ticari işlemleri geleneksel yollarla yapanlara göre rekabet eşitsizliği doğuracağından adalet ve genellik ilkesine aykırıdır. Bir dolaylı bir vergi olarak önerilen, bit vergisi, mal veya hizmetlerin vergilendirilmesinden çok, satış alanında kullanılan bilgilerin vergilendirilmesidir ve matrahı gönderilen veriler oluşturacaktır ve internetten gönderilecek her bir bite vergi ödenecektir. (Ceran C ve Çiçek R, 2007) Ancak daha önce de bahsedildiği gibi böyle bir durumda, vergi adaletsizliği doğacağından, AB ve OECD bit vergisine de kesin bir dille karşı çıkmaktadır. Diğer bir öneriye göre mevcut yapıda düzenlemelere gidilmesi, henüz gelişim aşamasında olan e-ticaretin hangi alanlarda ilerleme kaydedeceği ve elektronik teknolojisinin nasıl bir gelişme göstereceğini bugünden tahmin edebilmek zordur. Bu nedenle gelir idaresinin, karmaşık sistemi yeni düzenlemeler ile daha da karmaşıklaştırması e-ticaretin gelişim aşamasına zarar verebilir. Mevcut vergileme ilke ve düzenlemelerinin uygulanması suretiyle çözümlenmesi yaklaşımı özellikle gelişmiş ülkeler tarafından kabul görmektedir.

FİZİKİ MAL PAZARLAMASI SUNAN BİR İŞLETME ÖRNEĞİ: AMAZON.COM

Daha önce de bahsettiğimiz gibi, elektronik ticaret kavramında, fiziki mal ve hizmetlerin satışının vergilendirilmesi konusunda herhangi bir sorun yaşanmamaktadır. Bu tür işletmeler, vergilendirme kavramında, daha çok aracı kurum rolünde olup, sistem aynen bilindik ticaret şeklinde gelişmektedir.

Amazon.com bilindiği üzere sektörünün lider konumunda ki bir e-ticaret işletmesidir. Bu bölümde, amazon.com tarafından, yatırımcıları için hazırladıkları yıllık raporlarından yararlanmak suretinde, sistemin vergilendirilebilen bölümünün daha iyi anlaşılabilmesine olanak sağlamaya çalışacağız.

Amazon.com 2008 yılı raporuna göre, şirket vergilendirme stratejileri mevcut yasalar dâhilinde, hem ABD içinde, hem de ABD dışında yaptığı yatırımlar için dışarıda ki ülkelere konu olmaktadır. Mevcut yasalar Amazon’un vergi stratejilerinde ve hükümlerinde gelişime gitmeyi zorunlu kılmıştır.

Amazon bu konuda gelecekte karşılaşabilecekleri ek gelir vergilerine karşı hazırlıksız yakalanmamak için beklenemeyen vergi adlandırmasıyla bir vergi bütçesi kurmuştur. Bu verginin bütçelerinde yer almasının ileride olası ek vergilere karşı hazırlıklı olmayı ve zor durumda kalmamayı sağlama amaçlı oluşturulduğu açıklanmıştır. Amazon, sırasıyla 2006, 2007 ve 2008 yıllarında 247, 184, 187 milyon dolar vergi ödemesi gerçekleştirmiştir. Bu rakam ABD’ hükümetine yasal olarak ödenmesi gerekli vergi toplamının, ABD dışında ki ülkelere nazaran %35 oranında daha fazla olduğunu göstermiştir.

Amazon.com büyüme planları arasında, ülke dışında 2008 yılı itibariyle elde ettiği 328 milyon dolarlık gelirini, arttırmayı ve ülke dışı yatırımlarına ara vermeden devam etmeyi planlamaktadır.

E-ticaret Firmaları

  • Platin
  • Wolwox
  • Ticimax
  • Nora Medya