Deprem riski altındaki yerleşim yerlerinde gerçekleştirilecek 'Kentsel dönüşüm ' için hazırlanan yasa tasarısı, Meclis'te alt komisyondan geçerken, Türkiye'nin dev dönüşümünün yol haritası da belli oldu.İşte dev kentsel dönüşüm projesinin detayları...
'Kentsel dönüşüm rüyalarıma giriyor ' diyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm ile ilgili, 'Türkiye'deki binalar dalga dalga modernleşecek. Değişim 3, 5, 10, 20 yıllık periyotlarla olacak. Dalga dalga Türkiyemizi modern hale getirmek bizim boynumuzun borcudur ' değerlendirmesinde bulundu. Dönüşümün Türkiye maliyeti 400 milyar, İstanbul rakamı ise 100 milyar dolar öngörülüyor.
START BAŞBAKAN'DAN
Türkiye'nin dönüşümü İstanbul'dan 'start' alacak. Sabah gazetesinin haberine göre, İstanbul'un acil dönüşümü bekleyen dört ilçesinde eş zamanlı yıkımlarla başlayacak dev dönüşümde ilk kazmayı, Başbakan Tayyip Erdoğan vuracak. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, nisan ve mayısta hedeflenen tarihi 'start'ın verileceği ilçeleri sır gibi saklarken, bu ilçelerin Zeytinburnu, Ümraniye, Pendik ve Avcılar olduğu öğrenildi. Zeytinburnu, Pendik ve Avcılar için kentsel dönüşüm alanları belirlemeleri tamamlanırken, Ümraniye için çalışmalar 2-B arazilerinden doğan sorunlar nedeniyle orta vadede çözülecek. Başbakan Erdoğan'ın 'İktidarımıza mal olsa da yapacağız ' diyerek sahiplendiği dev dönüşüm eş zamanlı olarak İstanbul ve Anadolu geneline yayılacak. Yeni İstanbul'un dönüşümü, Kanalİstanbul ve iki şehir projeleri ile eşzamanlı ilerleyecek. 'Yeni İstanbul' 2023'e yetiştirilmeye çalışılacak. Meclis'te alt komisyondan geçen kanun tasarısının genel kurulda kabul edildikten sonra yasalaşacak. Yasa çıktıktan sonra acil dönüşümün başlatılacağı yerlerde 30 günlük tahliye süreci başlatılacak.
VATANDAŞ DA BAŞVURDU
Kentsel Dönüşüm için belediye başvurularının yanında vatandaştan da sayısız telefon, e-mail ve yazılı başvuru geldi. Başvurularda, vatandaşların evlerinin depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda endişelerinin olduğu ve evlerini mutlaka Kentsel Dönüşüm kapsamında yenilemek istediklerini anlattıkları başvurular başı çekiyor. Bakan Erdoğan Bayraktar'ın 'Kentsel Dönüşüm'ü çalışan ve proje hazırlayan belediyelerle gerçekleştireceğiz ' açıklamasından sonra, 110 il ve ilçe ayrıntılı çalışmalarını hazırlayarak bakanlığa başvurusunu yaptı. Bazı iller tüm ilçeleri ortak başvuru hazırlarken, başvurular Türkiye'deki çarpık ve depreme dayanıksız yapılanmayı bir kez daha gözler önüne serdi. Kentsel Dönüşüm ihtiyacı olan yerleşim alanlarının yer aldığı başvurular ayrıca Türkiye'deki 'sel ve taşkın' gerçeğini de ortaya çıkardı.
JEOLOSİ MÜHENDİSLERİ ODASI'NDAN KENTSEL DÖNÜŞÜM YORUMLARI
Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er, Bursa'daki kentsel dönüşüm çalışmalarının, ranttan uzak tutulması gerektiğini ve estetik kaygılardan önce, doğal afetlere uygun bir an önce başlatılması gerektiğini söyledi.
JMO Güney Marmara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Engin Er, Deprem Haftası nedeniyle oda merkezinde bir basın toplantısı düzenledi. Bursa ve yöresindeki depremselliğe bir kez daha dikkat çekmek istediklerini aktaran Engin Er, Türkiye'nin yüzde 93'ünün, nüfusun yüzde 95'inin ve sanayi kuruluşlarının yüzde 98'inin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlattı, bu konuda herkesin duyarlı olması gerektiğini bildirdi. Türkiye'de 1900'lü yıllardan 1999'a kadar, Büyük Marmara Depremi dahil, toplam 151 hasar yapıcı nitelikte deprem olduğunu bildiren JMO Yönetim Kurulu Başkanı Er, “Bunlar sonucunda 650 bin 786 bina yıkıldı veya ağır ölçekli hasar gördü. Bugüne kadar 97 bin 839 insanımız hayatını kaybetti. Ortalama olarak, her yıl yaklaşık 6 bin binamız yerle bir oluyor ve ne yazık ki 982 vatandaşımız depremlerde kaybedilmiş oluyor.” diye konuştu.
Nüfus yoğunluğu açısından Bursa ile kıyaslanamayacak olan son 23 Ekim ve 9 Kasım tarihli Van depremlerindeki yıkılmış veya ağır hasarlı bina sayısının 72 bin 242 olduğunu hatırlatan Er, 'Bugün için bölgemizde oluşabilecek bir depremde olası senaryolara göre 30 milyar dolar maddi zarar ve binlerce can kaybı öngörülüyor. Yakın geçmişte yaşadığımız depremlerin yol açtığı yıkımların, hasarların, can kayıplarının unutulduğunu, kaderleriyle baş başa bırakılan ve çaresizlik içinde yaşamlarını sürdürmeye çalışan binlerce insanın sorunlarının hala ortada durduğu bir süreci yaşıyoruz. Türkiye'de afet yönetimi ve afetlerde risklerin azaltılması konularına yönelik önemli bir birikimin olduğunu söylemek mümkün olmasına rağmen, bu birikimlerden yeterli ölçüde yararlanılmadığını görmekteyiz.' dedi.
Önemli olanın, depremde ağır bedel ödeyen halka karşı toplum katmanlarında, bilhassa devlet kurumlarında deprem duyarlılığının geliştirilmesi ve duyarlılığın sağlanması olduğunu anlatan Oda Başkanı Er, Bursa'daki yapılaşmanın en az yarısının ruhsatsız olduğunu ileri sürdü. 17 Ağustos 1999 depreminin üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen halen iyi işleyen bir afet yönetim sistemi kurulamadığını iddia eden Er, şöyle devam etti:
'Afet zararlarının azaltılması konusunda ülkenin halen bir stratejik planı yoktur. Her depremden sonra biraz duyarlı gibi davransak da hemen unutuyoruz. En son Van'da meydana gelen deprem yine dikkatlerimizi bu konu üzerine çekse de hala gerek planlama gerek uygulama bazında yapılabilmiş bir şey yoktur. Unutmamak gerekir ki afetlere karşı can ve mal güvenliğini sağlamak devletin anayasal görevidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar mutlaka planlara yansıtılmalıdır. Deprem önlemleri için bütçeden pay ayrılması gerekmektedir. Yapı Denetim Yasası'ndaki eksiklikler tamamlanarak uygulanmalıdır. Zemin vizesi mutlaka uygulanmalıdır. Doğal afetlere yönelik kentsel dönüşüm uygulanmalıdır. Önce insan, önce yaşam hakkı önplana çıkarılmalıdır. Depreme suskun kalmak, yıkıma ortak olmaktır. Deprem doğal afettir. Doğal olmayan, tedbir almamaktır.'
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname