Babaları Kamil Coşkun (61) kamyon şoförü olduğu için kardeşinin eğitim hayatıyla hep kendisinin ilgilendiğini belirten Coşkun, ''Abdullah 3-4 yaşlarındayken henüz okula gitmeden basit şekilde ders çalışmaya başladık. Söylediklerimi hemen anlıyordu. Hiçbir şeyi ikinci defa söylememe gerek kalmıyordu. Zeki bir çocuktu'' dedi.
Çok yaramaz olan, başka mahallelere tek başına gidebilen Abdullah'ın küçükken kaybolmaması ve başına bir şey gelmemesi için çok uğraştıklarını dile getiren Coşkun, bir büyük kardeşiyle arasında 17 yaş fark olan Abdullah'ın eğitim hayatının da hep başarılarla dolu olduğunu ifade etti.
Hiç özel odası ve çalışma masası olmadı
İlkokul ve ortaokulda hep sınıf birincisi olan, öğretmenlerinin sürekli takdir ettiği kardeşinin, girdiği OKS'de de Türkiye birincisi olduğunu anlatan Coşkun, şunları kaydetti:
''Ardından Özel Merve Büyükkoyuncu Fen Lisesi'ni kazandı. Abdullah, sınava hazırlandığı dönemde babamın sol tarafı felç oldu. Bu duruma üzüldü ama 'Allah'tan geldi, elimizden bir şey gelmez' diyerek kardeşimi teselli ettik. İki üç ay sonra toparlanan Abdullah, varlıklı bir ailenin çocuğu değil ama ne istediğini bilen bir çocuk. Abdullah'ın hiç özel bir odası ve çalışma masası olmadı. Hep yerde sırtını duvara dayayarak çalıştı. Yaşamı boyunca çok düzenli çalıştı ve çok hırslı bir çocuk oldu. Sınava hazırlanırken neredeyse hiç televizyon izlemedi. Bir ay öncesine kadar evimizde internet bile olmadı. Abdullah o kadar hırslıydı ki beraber top oynardık. Yenildiğinde çok ağlardı. Çocuk ağlamaktan çatlayacak diye ben bilerek yenilirdim.''
Liseden itibaren üniversite için düzenli çalışmaya başlayan kardeşinin, kendisine hep Türkiye'de ilk 50 öğrenci içine girmeyi hedef koyduğunu belirten Coşkun, kardeşinin eğitimine neredeyse hiç para harcamadıklarını ifade etti.
Coşkun, bugüne kadar hiç 'ders çalış' demedikleri kardeşinin, tıp ya da elektrik-elektronik mühendisliği okumak istediğini sözlerine ekledi.