1970'li yılların ikinci yarısında ortaokulu okumak için 3 yıl boyunca gidip geldiğim Bartın - Zonguldak yolculuklarım sırasında ismi Bilal olan bir şoför vardı.
Sigaradan nefret ederdi.
Gelin görün ki, makûs kaderini belirleyen de yine sigara oldu. Akciğer rahatsızlığı şikâyetiyle gittiği hastanede doktorun; "İnsan hiç mi sağlığını düşünmez. Adeta intihar eder gibi, ölümüne bu kadar sigara mı içilir?" şeklindeki sitemkâr sözlerine, "Ama Doktor Bey, ben hayatımda ağzıma bir defa bile olsun sigara koymadım ki..." cevabını verdiğinde artık çok geçti.
Kendisi içmese de, o yıllarda otobüslerde sigara içildiğinden, çoğu maden işçilerinden oluşan yolcuların içtiği sigara dumanı gırtlak kanseri olmasına neden olmuştu.
Uçak yolculukları sırasında kalkıştan hemen önce uçuş görevlilerinin yaptığı, "Uçuşlarımızda sigara içilmemektedir" anonsunu her duyduğumda, eskiden uçaklarda sigara içiliyor olmasını inanılması güç acı bir gerçek olarak görmüşümdür.
Bu anons hâlâ neden devam eder anlamak mümkün değil. Günümüzde hâlâ bu kadar anlayışsız yolcu olabileceği düşüncesi bile rahatsız ediyor insanı.
Sigara dumanından daralan bir uçak yolcusunun, "camları açın, içerisi biraz hava alsın" deme şansının bulunmadığı bir ortamda, tamamen kapalı olan uçak kabininin bir zamanlar sigara dumanına boğulmuş olmasını hep hayretle karşılamışımdır.
Son günlerde "Dumansız ev" projesi gündemde...
Tütünle savaşta dünyada örnek ülkelerden biri haline gelen Türkiye'nin sigarayla mücadelesinde yeni stratejiler geliştirmek üzere 2013-2017 yıllarını kapsayacak yeni eylem planı hazırlanıyor.
Buna göre; Sigara içilen alanların daraltılması, evler, özel araçlar ve açık alanların büyük bölümünün sigara yasağı kapsamına alınması öneriler arasında. 15 yaş altı çocuk ve hamilelerin yaşadığı evlerde bu yasakların uygulanmasına çalışılacak.
Tiryakiler yeni gelişmeden rahatsız olacaklar belki ama, insanlığın hayrına bir proje bu...
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Öğretim Üyesi ve Tütün Kontrolü Ulusal Komitesi Halkı Bilgilendirme-Bilinçlendirme ve Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Prof. Nazmi Bilir; hamile ve çocuk bulunan evlerde sigaranın yasaklanması önerisi konusunda, "Eskiden otobüslerde bile içilirdi. Şimdi kimsenin aklına gelmiyor. Evlerde de alışılacak" cevabını vermiş.
Bir insanın kendi istemi dışında, başkalarının günlük yaşamının bir parçası olan alışkanlıklarından kaynaklanan uygulamaların olumsuz sonuçlarına muhatap olmasını, oldum olası hep 'insan hakkı ihlali' olarak görmüşümdür. Biz buna İslami terminolojide kısaca "kul hakkı" diyoruz. Hatta evde beslenen diğer canlılar varsa, bu hakkın kapsamını daha da genişletmek mümkündür.
Başkasını mağdur eden bir durum, bir diğerinin davranış hakkı olamaz.
Bu yasağı titizlikle uygulayan ülkeler var.
Avustralya'da başta Sydney olmak üzere pek çok ünlü plajda sigara içmek yasak. Finlandiya ve Estonya'da da durum aynı. New York'ta kamuya açık park, bahçe, plaj ve kalabalık merkezlerde sigara içmek yasak. Yayaların yoğun olarak bulunduğu Times Square meydanı, Coney Island mahallesi ve Central Park gibi New York ile özdeşleşmiş noktalar da yasaklı alanlar dahilinde. Açık alanda sigara yasağı, Chicago ve Los Angeles'ta da geçerli.
Dün medyaya, Sağlık Bakanlığı'nın, enfeksiyon tespit edilen GATA Yoğun Bakım Ünitesi'ne daha önce "Klinikte bir daha sigara içmeyin" şeklinde uyarı yaptığı bilgisi yansıdı. Hatta geçtiğimiz Aralık ayında tedavi gördüğü GATA'da hayatını kaybeden eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necip Torumtay'ın, burada hastane virüsü kaptığı ve bu nedenle öldüğü iddia edilmişti.
Kim bilir bu yolla hayatını kaybeden ne kadar çok insan var ama, belki farkına bile varılmıyor. Dolaylı da olsa bir başka insanın hayatını olumsuz etkileyecek alışkanlıkları olan insanlara bunun hiçbir vebalinin olmayacağını düşünmek kanımca inançlarımıza ters düşer. Bu alışkanlıklardan vazgeçememek ayrı, bu acı gerçeğin böyle olduğunu bilmek ayrıdır.
Şimdi gelelim konunun bamteline...
Nasıl ki araçlara kasko yapılırken sürücünün risk durumu ödenmesi gereken prime etki ediyorsa, yani fazla ödeme yapması gerekiyorsa ve kimse buna itiraz hakkı bulamıyorsa, yüzlerce hastalığın nedeni olan sigarayı kullanma alışkanlığı olanların sigorta primlerinin az da olsa farklı olması gerektiğini düşünüyorum.
Nedeni basit...
2007 - 2024 © Tüm hakları saklıdır.. gizlilik politikası | feragatname