Kısa Çalışma Ödeneği iş hukukuna 4857 sayılı iş kanunu ile girmiştir. Ancak 5763 sayılı kanun ile bu hüküm 4857 sayılı İş Kanunu’ndan çıkarılarak 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na Ek-2 madde olarak eklenmiştir. Kısa Çalışma uygulaması ile genel ekonomik kriz veya zorlayıcı nedenler karşısında zor durumda kalan işverenin, bir süreliğine de olsa bu uygulamadan yararlanarak işlerini düzeltmek, rahat bir nefes almak, sıkıntılı dönemleri daha hafif bir şekilde atlatmasını amaçlamıştır.
Kısa Çalışma Ödeneği ile bir anlamda toplu işçi çıkarmalarını önlemek istenmiştir. Bu bağlamda değerlendirildiğinde kısa çalışma ödeneği işsizliğin önlenmesine de katkı yapması düşünülmektedir. Diğer bir ifade ile işçi işini korur krizden etkilenmez.
4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun Ek-2 maddesinde kısa çalışma “işverenin genel bir ekonomik kriz veya zorlayıcı bir nedenle geçici bir süre için faaliyeti kısmen ya da tamamen durdurması veya haftalık çalışma sürelerini önemli ölçüde azaltması” olarak ifade edilmektedir. Kanun hükmüne göre kısa çalışmanın, işyerindeki faaliyetin kısmen veya tamamen durdurulması veya işyerindeki faaliyet devam etse bile, haftalık çalışma süreleri önemli ölçüde azaltılması biçimi olduğunu söyleyebiliriz.
Kısa çalışmaya geçmek isteyen işverenin bu isteğini gerekçesiyle birlikte Türkiye İş Kurumu’na ve varsa toplu iş sözleşmesi tarafı işçi sendikasına yazılı olarak bildirmesi zorunludur. Türkiye İş Kurumu’na yöneltilen talebin uygulunluğu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca karara bağlanır.
Kısa çalışma uygulamasında, işçinin iş sözleşmesi sona ermez, askıda kalır. Ancak Kanun’da askı süresi sınırlanmış ve üç ay (18.02.2009 Tarih ve 5838 Sayılı Kanun’un 1. maddesi ile 4447 Sayılı Kanuna eklenen geçici 8. maddeyle 2008 ve 2009 yıllarında yapılan kısa çalışma başvurularına münhasır olmak üzere 6 aya çıkarılmıştır.) olarak belirlenmiştir. Bu nedenle bu süre bittiğinde askı süreside kendiliğinden sona erer. Sözleşmenin askıda kaldığı süre içinde işçi açısından iş görme borcu, işveren açısından ücret ödeme borcu ortadan kalkar. İşçinin yaşamını sürdürebilmesi en azından temel ihtiyaçlarını giderebilmesi için kısa çalışma halinde, işçilere Türkiye İş Kurumu tarafından belli koşullar altında işsizlik fonundan kısa çalışma ödeneği ödenir.
Kanuna göre kısa çalışma verilmesi ve kısa çalışma ödeneğinin ödenmesi farklı kavramları içermektedir. Bunun doğal sonucunda kanuna uygun kısa çalışma kararı alınmasına rağmen bazı durumlarda kısa çalışma ödeneği verilmeyebilir. Kısa çalışma ödeneğine hak kazanmak için, öncelikle iş yerinde, Bakanlıkça uygunluğu tesbit edilmiş bir kısa çalışma kararının alınması yanında yaptırılan bir kısa çalışma olması ve iş yerinde geçici olarak en az dört hafta işin durması ya da önemli ölçüde azalması gerekir. Ancak işçinin ödeneğe hak kazanabilmesi için en başta İşsizlik Sigortası Kanunu’na göre işsizlik ödeneğine hakk azanmasına bağlıdır. Bu koşulun yanında işçinin Kanun’da belirtilen nedenlerle işsiz kalmış olmasıda gerekir.
Belirtmeliyim ki; kısa çalışma ödeneğine hak kazanmak için işsizlik ödeneğine hak kazanmada aranan tüm koşullar değil, sadece çalışma süresi ve prim ödemeye ilişkin koşullar aranır. İşsizlik ödeneğine hak kazanmak için, kısa çalışmaya geçilmeden evvel en az üç yıl içinde en az 600 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olması kısa çalışmadan önce ise 120 gün içinde sürekli çalışmış olmalıdır.
Kısa çalışma ödeneği işsizlik sigortası fonundan karşılanır ve işçiye Türkiye İş Kurumu tarafından aylık olarak her ayın sonunda ödenir.
4857 Sayılı iş kanununun 39. maddesine göre on altı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının %80 i geçemez. Bu nedenle işçi ücreti ne kadar yüksek olursa olsun eline geçecek ücret asgari ücretin brüt tutarının %80 i olacaktır.
İşsizlik ödeneği iş sözleşmesinin belli koşullarla sona ermesiyle verilir. Kısa çalışma ödeneği ise işçi çalışmasını sürdürürken ödenir.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası gereğince kısa çalışma ödeneği alınan sürede işçi aynı zamanda GSS kapsamına girer. İşçinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerde GSS’den yararlanır.
Kısa çalışma ödeneği kural olarak kısa çalışma koşullarının ortadan kalkması ve iş yerindeki normal çalışma şekline dönülmesi halinde sona erer.